Sakarya Üniversitesi Çeviri Topluluğu tarafından “Çeviri ve Çevirmenlikte Kültürün Rolü” konferansı düzenlendi.

SAÜ Fen Edebiyat Fakültesinde gerçekleşen konferansa ünlü çevirmen Prof.Dr. Sakine Eruz konuşmacı olarak katıldı. Konferansta Osmanlı Dönemi’nde çeviri hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Sakine Eruz , “Osmanlı Devleti devasa bir devlet, en cazip ticaret merkezleri Osmanlı Devleti’nde olduğu için bütün batı ülkeleri bizimle ticaret yapmak istiyor. Osmanlı Devleti’nde çok kültürlü bir olduğu için sayısız dil konuşuluyor. Osmanlı’da tercümanlık altıncı sırada yer alıyor, yani tercümanlık Osmanlı için çok önemli bir görev” dedi.

Osmanlı Devleti’nde sosyal adalet nasıl sağlanıyor?

Osmanlı Devleti’nde sosyal adaletin vakıflarla sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Eruz, “Diyelim ki Yunus bey çok zengin oldu, padişahın gözüne batıyor. Gözüne battığı anda Padişah malına el koyabiliyor. Onun üzerine Yunus bey ne yapıyor? Hemen bir cami yaptırıyor ve sübyan okulu yaptırıyor. Yani çok fazla sosyal vakıf var. Sosyal adalet bir şekilde vakıflarla sağlanabiliyor” diye konuştu.

Duraksız kültürler diyarı

Tercümanların çok dilli kişiler olduğunu belirten Prof. Dr. Eruz, “Çevirinin farklı özellikleri var. Bu özelliklerden biri de bize farklı kültürlerin kapısını açıyor. Çeviri anahtar niteliğindedir. İyi bir tercüman kendi anadilini iyi bilmeli. Sözlük ve kitaplardan çevirebilmek için yeterli Latince bilgisine sahip olmalı. Türkçe, Arapça ve Farsça bilmelidir. Ayrıca yasalarımızı ve coğrafyamızı bilmelidir. Bakın şöyle düşünün. Osmanlı döneminde çok sayıda masal var. Bu masallar bizim, bizlere ait, ama biz hiçbir şekilde kıymetini bilmiyoruz. Çünkü kültüre, tarihe önem vermiyoruz. Aynı şekilde fabllar da bizim ürünümüz, fakat zamanında Fransa’ya gidiyor ve günümüz döneminde Fransızcadan Türkçeye çevriliyor” şekline konuştu.

Konferansa soru cevap kısmıyla devam edildi.

Kaynak: iha