Adapazarlı Asuman Tümer, Gürcistan Devleti’nin, Şota Rustavelli Üniversitesi ve Şota Rustavelli Derneği’nin davetlisi olarak Uluslararası Kültür Festivali’ne katıldı.

Sosyal medyadaki paylaşımında  ‘Kura’nın Şarkısı’ adlı kitabıyla davet aldığını ifade eden Tümer, Gürcistan’da gördüğü ilgiyi “Kendi ülkemde hiçbir kurumda görmediğim bir seçkinlikle el üstünde tutulurken adeta kendimi kraliçe Tamara gibi hissettirdiler” diye anlattı.

Tümer sitemini, “Pek çok önemli grubun onur konuğu olarak davet edilen bir Adapazarlı yazarın varlığından haberdar olmayan Sakarya Üniversitesi’nin araştırmacı, kültüre ve sanata odaklı eğitim programını merak etmiyor değilim” sözleriyle sürdürdü ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile Adapazarı Belediyesi merkezlerinin ilgi dozunun, Sakarya Üniversitesi’ni aratmadığını kaydetti.

KURA’NIN ŞARKISI

Kitabının ve kendisinin festivale davet edilişini, “Kura’nın Şarkısı’nın Abdülhamit,  İttihat ve Terakki, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet, çok partili dönem,  2000’li yılları kapsayan ve Adapazarı’nın Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra aldığı göç ile döneme ilişkin bilgileri kapsıyor olması” diye açıklayan Asuman Tümer, “Festivalde Şota Rustavelli Üniversitesi Rektörü Merab Halvaşi, bir teşekkür plaketi ile kitabım Kura’nın Şarkısı’nı ve beni onurlandırdı” dedi.

“Konuşmamı yaparken arkamda annem vardı. Duvara yansıtılmış olan Kura’nın Şarkısı’nın kapağından beni izliyordu” diyen Tümer, “Prof Guguli, YazarGimsheleishvili Natia, İzci Federasyonu Başkanı Şorana ve pek çok değerli akademisyenin katkılarıyla süren Uluslararası Kültür Festivali’nde ülkemi temsil etmekten dolayı gururluyum” dedi.

ADAPAZARI’NIN BÜYÜK HİKÂYESİ…

Tümer, festival ve düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Gürcistan Parlamentosu’nun milletvekilleriyle görüşmek için benim hiçbir talebim olmadı, onlar nezaketle bu daveti yaptılar. Üstelik ben kim olduğumu anlatmadım, onlar kim olduklarını anlattılar, hatta birlikte yapabileceklerimizin programını sundular.

Şota Rustaveli Üniversitesi’nde kendi ülkemde hiçbir kurumda görmediğim bir seçkinlikle el üstünde tutulurken adeta kendimi kraliçe Tamara gibi hissettirdiler. Bütün kapıların sanata sonuna kadar açıldığı bu cennette emeğe, yaratıcılığa duyulan saygının mutluluğuyla döndüm bugün.

Sanatın, kültürün, eğitimin, nezaketin, saygının, konukseverliğin, dostluğun, Kaf Dağı’nın ardındaki Simurg olma hikâyesinin, Altın Post’un, Amirani’nin, Argonotların, Ulysses’in ülkesinde sanat, eğitim ve kültüre ayrılan destek her şeyin önünde, bir devlet politikası.

Anne soyum. Köklerimi güçlü dallara dönüştüren, beni İçtenlikle kucaklayan insanların yurdu… Sanatçıya, yazara, kültüre dair olana saygıyla eğilen bir toplum yaratmak bugünün işi değil. Genlere nüfuz etmiş, karaktere dönüşmüş sanat burada.

Ekim ayında Gürcistan Parlamentosu’nda yapacağım konuşmanın özünde, Balkan ve Kafkas göçüyle Adapazarı’na göç edenlerin bu küçük şehirde kurdukları çok renkli kültür kesişmesi ve huzurla var ettikleri bir yaşam felsefesi olacak.
Adapazarı bu bağlamda küçük ama çok seçkin ve anlamlı bir şehirdi bir zamanlar. Adapazarı’nın hikayesi büyük bir hikayedir. Yazmaya ve anlatmaya devam edeceğim.

Batum’un görkemli Sanat Merkezi’nde ( Art Center) İngilizce yaptığım konuşmanın da teması aynı eksendeydi. Kim olduğumu unutturmayan, sürekli beni uyaran sezgilerime, sanatçı bir ruhla, bilmeye, öğrenmeye hasret yol aldıran, bana yazma gücü veren hayata teşekkür ediyorum.”

VE SİTEM…

“Ve eklemeden geçemeyeceğim;

Şota Rustaveli Üniversitesi, Kıbrıs Lefke, İstanbul Teknik, Boğaziçi Üniversiteleri, Brüksel Edebiyat Konferansı, Frankfurt Kitap Fuarı ve pek çok önemli grubun onur konuğu olarak davet edilen bir Adapazarlı yazarın varlığından haberdar olmayan Sakarya Üniversitesi’nin araştırmacı, kültüre ve sanata odaklı eğitim programını merak etmiyor değilim.

Sakarya Büyükşehir ve Adapazarı Belediyeleri Kültür Merkezleri’nin ise, sanırım çok daha önemli yatırımlarla kenti çağdaş, kültürel açıdan geliştirmek için çılgın projeleri olmalı. İlgi dozu Sakarya Üniversitesi’ni aratmıyor.

Sakarya Yazarlar ve Şairler (SAYŞAD) derneğinin değerli Başkanı Sayın Çetin Elveren Beyefendi’ye ise özellikle, her zaman gösterdiği nezaket, duyarlılık, gerçek bir sanatçı olarak gösterdiği yakınlık ve saygı için teşekkürü bir borç bilirim.”

Editör: TE Bilişim