Merhaba değerli okuyucular,

Çok önemli bir gerçeği hatırladık ülkece. Gerçeklerden kaçılmaz. Açıklanan Yeni Ekonomi Programı ile sonunda gerçeklerle, iyimser bir bakış açısıyla yüzleştik. İçinde bulunduğumuz ve bir türlü kabullenemediğimiz olumsuz ekonomik durumu sonunda kabullendik. Verilere bir göz atmadan önce bunun neden önemli olduğu hakkında birkaç şey söylemekte fayda var.

Bu olumsuz tabloyu kabullenmek ve bununla yüzleşmek olumlu bir hamle oldu. Çünkü artık sorunlarımızın olduğunu kabul ettik. Sorun yok diyerek görmezden gelmek, hasta bir insanın hastalığını reddedip doktora gitmemesi gibi bir şeydir. Bir hastalık olduğunu kabul ettiğimizden bir tedavi arayışına da giriştik artık.

En büyük sorun, ekonomik gerçekleri reddetmekti ve bu hatamızdan döndük. Bu piyasa tarafından muhakkak olumlu bir gelişme olarak algılanacaktır. Fakat bu hemen, her şey düzelecek anlamına gelmiyor. Yapılan hatanın bedeli muhakkak olacaktır. Açıklanan planda da bu bedelin genişletilen vergiler, sıkı maliye politikaları gibi araçlarla genele yayılacağı söyleniyor.

Plana dair şöyle bir zorluk da var ki; o da sorunlarla yüzleşme noktasında geç kalınmış olduğundan, yatırımcılar için yeni açıklanan plana dair ciddi bir güven testi ihtiyacını doğuracaktır. Yatırımcılar ve piyasa için plana olan sadakat ve uygulamadaki başarı muhakkak gözlemlenmek istenecektir. Bu yüzden ekonomimiz bir kararlılık imtihanı verecektir.

Peki, plan neyi amaçlamakta?

Dengeleme, Disiplin ve Değişim!

Bu üç ana başlık altında ekonomin, içine doğru sürüklendiği resesyondan (durgunluktan) kurtarılıp, şahlandırılma ve olabildiğince bağımsız hale getirilmesi hedeflenmekte. Alt başlıklarda hedefler her konu için ayrı ayrı açıklanmış ve yol haritaları izah edilmiştir.

Planda açıklanan hedefleri sırasıyla inceleyelim.

ENFLASYON

2018 yılı sonunda %20,8 olması beklenen enflasyon oranının, 2019’da %15,9, 2020’de %9,8 ve 2021’de %6 olması hedefleniyor. Hedeflere ulaşılması için dikkat edilmesi gereken noktalar var. İlk olarak ekonomimizde oluşan enflasyonun temel sebeplerini iyi anlamamız gerekmektedir. Bunlardan en önemlileri girdi maliyetleri, kur ve üretimde dışa bağımlılıktır. Bu üç başlık birbiriyle ilişkilidir. Kurlardaki değişim girdi maliyetlerini doğrudan etkilediğinden ve üretimde dışa bağımlılığımız azımsanmayacak kadar fazla olduğundan bu üç husus üzerine ayrı ayrı dikkat edilmesi gerekmektedir. Planın ilerleyen bölümlerinde de bunlara dair alınması planlanan önlemler ele alınmıştır.

Enflasyona sebep olan bir diğer husus ise üreticilerdeki davranış veya algı bozukluğudur. Kriz korkusu ya da fırsatçılık sebebiyle kurdaki dalgalanmayı bahane ederek girdi maliyetlerine nazaran daha fazla oranla zam yapılması da enflasyonu arttırmaktadır. Bu konuda da tedbirler alınacağına dair söylemler var.

Enflasyonla ilgili bir diğer önemli husus ise bütçe açığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda da düzenlemelerin ve tasarrufların yapılacağı planda vaat edilmiştir.

Dikkat çekici bir diğer konu ise fiyat istikrarını sağlamakla görevli olan Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yapılan vurgudur. Bu gerçeğin öneminin anlaşılması da geç kalınmış olumlu bir durum olarak karşımıza çıkmakta.

Bahsedilen hedefler imkânsız değil fakat zorlayıcıdır. Döviz kurlarındaki destek noktalarının sağlamlaşması bir süre daha üretimde girdi maliyetlerini olumsuz etkilemeye devam edecektir. Diğer taraftan M.B. döviz rezervlerindeki güçsüzlük de ayrı bir sorun olarak ortada durmakta. Bunun yanında ise olumlu durumlar olarak; yerli üretim ve ihracat odaklı ekonomi önümüze çıkmaktadır. Planın uygulanması noktasında artılar ve eksiler karşılaştırıldığında şunu söyleyebiliriz ki, hedeflere ulaşılması imkânsız değil fakat bir hayli zorludur.

KAMU MALİYESİ

Bu alanda da birçok hatanın kabul edildiğini görmek mümkün. Yıllardır şikâyet edilen israfın önleneceği açıkça vaat edilmekte. Bunun yanına yapılan teşviklerde daha efektif bir anlayış benimseneceğine vurgu yapılıyor. Bu yolla yapılan kaynak israfı da önlenebilir.

2018’ de %1,9 olarak tahmin edilen bütçe açığının 2019’ da %1,8 2020’de %1,9 ve 2020’de %1,7 olması hedefleniyor.

Vergi prim ve diğer kamu alacaklarında yapılandırılmaya gidilmeyeceği ve vergi kanunlarındaki muafiyet ve istisnaların gözden geçirilerek vergi tabanının genişletileceği de planın hedefleri arasında. Kayıt dışılıktan ve sık gerçekleştiği için vergiye katılımı düşüren aflardan vazgeçilmesi de olumlu bir hareket olacaktır. Bu konuda en önemli husus verimlilik ve denetimdir. Piyasa ciddi bir denetime tabi tutulmalı ve ödenen vergilerin israf edilmediği çok açık bir şekilde halka gösterilmelidir.

Ayrıca lüks tüketime dayalı ürünlerin vergisel düzenlemeler adına yeniden gözden geçirileceğinden de bahsedilmekte. Bu da her ne kadar kısıtlayıcı da olsa daha önceki yazımda da belirttiğim gibi lüks tüketimin azaltılmasının gerekliliği açısından faydalı olacaktır.

CARİ AÇIK

Planda cari açığı düşürmek adına da hedefler belirtilmiştir. Ar-ge yatırımları, kamu-özel iş birliktelikleri, enerji verimliliği vb. konularda yapılmak istenenlerden bahsedilmiştir. Bunun başarmanın en iyi yolu dışa bağımlılıktan kurtulmaktır. Başta tarımdan tutun da diğer tüm sektörlerde ciddi anlamda bir dışa bağımlılığa sahibiz. Bu sebepten yerli üretim her açıdan desteklenmeli ve yerli ürünlerin tüketimi de teşvik edilmelidir.

Büyüme ve istihdam ile bankacılık ve reel sektöre dair de hedeflerden bahsedilen plan genel hatlarıyla bu doğrultuda. Reel sektör üzerindeki kur baskısı, eğitimde kalite, insan kaynağı, daha verimli çalışma koşulları gibi noktalara değinilmiş.

Peki, bu plan ne ölçüde uygulanabilir? İşte bunun cevabını vermek çok da kolay değil. Akla gelen iki durum söz konusu.

İlki, planın uygulanması gerekliliği. İçinde bulunduğumuz durgunluktan çıkmamıza yardımcı olacak hedefler içeren bir plan olduğu kesin. Fakat diğer yandan bugüne kadar ki süreç için belirlenmiş hedeflere ulaşmaktaki performansımız da akıllarda ciddi soru işaretleri bırakmakta.

Plana dair akla gelen bir diğer soru işareti ise “NASIL” sorusudur. Hedefler makul ve olması gereken şeyler, fakat plan, hem detaylı bir programdan ziyade yapılması gerekenler listesi şeklinde olup hem de geç kalınmış bir hamledir. Bu sebepten çok ciddi bir disiplin ile uygulanmaya gayret edilmelidir.

İlk dikkat edilmesi gereken plana sadık kalmak olmalı. Raporda sıkı denetim ve gözetim vurgusu yapılmakta. Ki bu da plan için zaruridir. En ufak bir gevşeme dahi, güvenilirliği test edilecek planı ve piyasanın güvenini sarsabilir.

Özetlemek gerekirse, Yeni Ekonomi Programı, kaçılması mümkün olmayan gerçeklerle yüzleşmenin ve bu sorunlarla mücadele etmenin ilk adımı olarak olumlu bir izlenim çizmekte. Ama plan tek başına doğrudan güven vermez. Enflasyon beklentisi dahi kısa sürede ciddi oranda değişmiş bir ülkede, bir plan açıklayarak her şey çok güzel olacak denilince yatırımcının ve halkın buna hemen inanması beklenemez. Fakat uygulandıkça yatırımcıya güven verecek ve ahvali düzeltecek bir plan olduğu da kesin bir gerçektir.

Unutmamak gerekir ki plan yapmak kolaydır. Zor olan plana uymaktır.

Umalım ki ülkece plandaki hedefleri gerçekleştirebilelim.