TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, sosyal medya üzerinden saldırıya uğradı…
Korkutma, sindirme, geriletme, itibarsızlaştırma, iftira muamelesiyle karşı karşıya kaldı…
Cellatlık…
Acımasızlık…
Saygısızlık…
İbret…
İşçi liderine saldırı, yalnız emeği ile geçinenleri, sendikacıları, AKP’lileri, CHP’lileri, MHP’lileri, İyi Partilileri, HDP’lileri değil, yüreğinde vicdan taşıyan Allahsızı bile sarsacak türden alçakça bir cinayet…
Türkiye’nin dört köşesinde protestolarla lanetlenen bu suikastın öyküsü ne?

***

Olayı gazete okurları biliyorlar; ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda konuşan TÜRK-İş Genel Başkanı Atalay demiş ki:
“-Böyle nereye kadar gider. İşte gördük Fransa’da gitmediğini. Üç gün sonra bizim burada görür müyüz görmez miyiz, bize bağlı…”

Haberi gazetelerde okuyunca kendi kendime demiştim ki:
-Eyvah!..
Neden eyvah?..

***

Çünkü bu ülkede iktidara ters düşenlerin canına okumak için her şey yapılıyor, troller devreye sokuluyor, medya bu amaçla kullanılıyor…
Sendikacı mı?..
Gazeteci mi?..
Şirket mi?..
Profesör mü?..
Sanatçı mı?..
Birdenbire hiç beklemediği bir yerden saldırıya uğruyor…
Atalay’ın başına gelen budur!..
Olayın bir yönü bu…

***

Bir başka yönü var ki, kimi politikacı, sendikacı ve gazetecilerin kargalara kahkaha attıracak türden çarpık bir mantıkla Atalay’ı savunma çabası içine girmeleri…
Nasıl?..
Dün gazetelerde yer alan açıklamalar ve yorumlarda okudum:
“-Efendim diyorlar, Sayın Atalay’ın 28 Şubat’ta dönemindeki duruşu, 15 Temmuz darbesi sürecindeki karşı mücadelesi, bayrak sevgisi, vatan aşkı herkesçe biliniyor; pek meşhur ‘sarı yelekliler’ eylemini çağrıştıracak bir söylemi olmamıştır…”

Oldu mu şimdi?..
Perişan mantık dedikleri bu değil mi?..
Yalan, dolan, iftira, insanları karalama üzerine tezgah kuranların bu zanaatından, gidişata göre ayarlanma çabası ile kurtulmak mümkün mü?..
Bu soruların yanıtı soruların içinde ve içeriğindedir…

***

Peki, ne yapmalı?..
Önce Atalay’ın başına gelen kafalara iyice dank etmeli…
Sonra doğru sorulara doğru yanıtlar bulunmalı…
Ve denmeli ki:
-Üretimden gelen örgütlü gücümüzü vurgulu cümlelerle ülke yöneticilerine hatırlatan genel başkanımızın sözlerinin arkasındayız…
Söylem ve tutumda böyle bir yaklaşım emek örgütlerine bir parça soluk kazandıracaktır…