Vücudun kalbi ne ise ülke ekonomisi de aynı anlama geliyor. Ekonomi şu anda hastanede yatıyor, başında stajyer doktor ne yapacağından bi haber sadece koşturuyor. Ne bir uzman doktoru arıyor, nede bir profesörden yardım istiyor. Bu şuursuz davranış sonucu hastayı bitkisel hayata sokacak ya da kaybedecek.

   Biz bu ülkeyi 2002 krizinden çıkardık edası ile dolaşan hükümet, o zaman ki şartlar ile bugün ki şartların aynı olmadığının farkında değil. O zaman elinde yüzün üzerinde kamu şirketi vardı, hepsi bir dayanaktı. Ülkede, 2002 de her 100 kişiden sadece %5’in borcu vardı. Bugün elimizde dayanak kalmadı dersek yeridir, bugün her 100 kişiden %68’i borçlu. Ayrıca 2002 ye oranla işsizlik oranı daha fazla, sırtımızdaki Suriye yükünü saymıyorum bile. Bu direncimizi kırdı ve mutsuz bir şekilde korkuyu büyüttü. Günlük ekonomik önlem ve siyaset birçok şeyi çıkılmaz hale getirdi.

   Artık halka doğruları söyleyerek, hükümet ve devlet kademelerinde ciddi bir tasarrufa gitmek gerekli. Üretimi ciddi anlamda teşvik edip, teşvikleri amaçları doğrultusunda kullanmayanları tespit etmek gerekiyor. Bunun içinde işinin ehli ve liyakatli kişilere görev vermek gerekiyor. Hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Bir şey değişirse, her şey değişir. Bu değişim günlük hayatımızda bizlere yansır.

   Bugün geldiğimiz noktada, yapısal reformların; hukuka üstünlük tanıyarak, yargı bağımsızlığını gerçekleştirerek, yasalar önünde herkesi eşit sayarak, yasama, yargı ve yürütme erklerini ayırarak başlaması, eğitimin tümüyle bilimsel temellere dayanan bir sistem ile yeniden ve en baştan düzenlenmesi ve oradan ekonomiye gelinmesi gerektiğini düşünüyorum.

   Acil olarak ele alınması gereken sektörü tarım ve hayvancılık olarak görüyorum. Yaz aylarının yaklaşması ve turizm sektöründe hareketliliğin artması tarım ve hayvancılık sektöründe ithalatın artacağı ve cari açığın daha da büyüyeceği görüşündeyim. Burada milli bir seferberlik başlatmak lazım, bahçesi olan bahçesinde, balkonu olan balkonunda saksıda kendine göre bir şeyler yetiştirmeli, bu hareket ile kendi ve haliyle devlet bütçesine katkıda bulunmuş olacağız. Bu kadar basit mi! tabi ki değil, Hükümetin anlatmaya çalıştığı beka sorunu aslında ekonomik beka ve bunu açıklamakta zorlanıyorlar. 2023 hedefi diyor hükümet, bir kişi bana söyleyebilir mi 2023 de neler olacak. Bir plan, proje varda benim mi haberim yok. Biz bir aile isek herkes eteğinde ki taşları dökecek ve bir çözüm üreteceğiz. Geç kalınmış her gün için, telafisi zor olaylara gebe kalıyoruz.

   İç sorunlarımız kadar dış ve global sorunlarda ekonomimizi etkiliyor. Ticaret savaşları her geçen gün daha sıkıntılı bir hal alıyor. Bir an önce seçim gündeminden çıkıp, 4,5 yıllık seçimsiz geçecek sürede nasıl önlemler alacağız onlara odaklanmamız lazım.

   Ekonomik daralma bizi finans kaynaklarının kucağına doğru daha hızlı itecektir. Bu sebepten dolayı hızlı ve doğru adımlara ihtiyaç duyuyoruz. Ama her şeyden önce bir yerden başlamamız lazım. Gün siyaseti bir kenara bırakıp birlik ve beraberliğimizi kenetleme günü olarak görüyorum.

Cumanız mübarek olsun.