Borsa endeksi düşecek diyorum, kesin Akp’lisin diyorlar. DOLar yükselecek diyorum, kesin Chp’lisin diyorlar. Analiz yapıyorum diyorum, bir yere ait olmam gibi bir durumu yok. Gerçekler insanların canını sıktıkça, görmezden gelmek onlara bir şey kazandırmaz.

    Ekonomide tehlikeli bir zaman dilimine giriyoruz. Önümüzde takip edeceğimiz iki haftalık süreç çok önemli. Peki ne acıdan önemli, birincisi döviz kurlarının yön tayini yönünden önemli. DOLar’da 5.82 direnci kırıldı, 6 TL’nin hemen  altında dolaşan DOLar, üzerinde sert hareketler oluşturması muhtemel. YSK’nın İstanbul seçim sonuçları ile ilgili kararları gündeme gelecek, geçen süreçte hala netlik kazanan bir şey yok. Bakan Albayrak’ın reform paketinde açıkladığı kademeli vergi indirimine gideceğiz söyleminden sonra kademeli şekilde ÖTV’de vergi artışları meydana gelmeye başladı.

   Salı günü Merkez bankası başkanı Murat Çetinkaya’nın para politikası ve enflasyon verileri ile ilgili bir basın açıklaması oldu. Tam evlere şenlik, bir ülkenin merkez bankası başkanı bu kadar gayri ciddi bir toplantı organize edemez. Söylediklerinden anlayan beri gelsin, millete de anlatsın. Merkez bankası’nın döviz rezervleri ve çözümleri ile ilgili açıklamayı kimse anlamadı sanırım. Dedi ki merkez bankasının döviz rezervleri az, gerekirse bankalardaki halkın, şirketlerin döviz rezervlerini de kullanabiliriz. Ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularına, farklı cevaplar vererek geçiştirmeye çalışması tam bir komedi oldu.

   Bana göre filmin sonunda yaşanacak ekonomik krizin günah keçileri şimdiden belli oldu. Biri YSK, bir diğeri de merkez bankası. Artık anı kurtarmak için uygulanan günlük politikalar, saatliğe indi. Tuttuğumuz her şey elimizde kalmaya devam ediyor. İmalat verileri düşük geldi, üretim azalıyor. Enflasyon hızlı bir şekilde tırmanıyor.

   Aslında anlatılacak o kadar çok konu var ki, yapılan yanlışları düzeltmek için her geçen sürede daha büyük kayıplar yaşıyoruz. Türk sanat müziği sanatçısı Emel Sayın’ın söylediği bir şarkı geldi şimdi aklıma “Tanrım beni baştan yarat”, evet bizim ekonominin baştan yaratılması lazım. Her seferinde bir suçlu, bir sorumlu, bir düşmana yüklemeyelim problemleri. Yanlış yaptığımız politikaların sorumluluğunu alıp, daha etkin politikalar üretmeliyiz.

   2018 son çeyreğinde açıklanan dış borç toplamı 444.2 Milyar$, bunlara cari açık eklenince rakamları telaffuz bile etmek içimden gelmiyor.  Merkez bankası kasasında 12.2 milyar $ döviz rezervi varken 25 Nisan’da 8 milyar $’lık dış borç ödemesi yaptık, mayıs ayında 8.2 milyar var, kasamızda rezerv yok. Bu ödemeler ekim ayına kadar devam ediyor. 2 yıllık tahvil faizleri %24 e geldi. Risklerimiz devamlı yükseliyor, yatırımcı piyasalarımızdan hızlı bir şekilde kaçıyor.

   Bugün de TÜFE ve ÜFE Aylık ve yıllık veriler gelecek. Muhtemel aradaki fark 10 puanı aşacak. Türk lirası bu yılın en çok değer yitiren küresel üç para biriminden biri oldu. Anlatmak istediklerimin yarısı bile değil bu, birde bunun görünmeyen yüzü var. Anlatılacak o kadar çok şey var ki. Bizim ekonomiyi baştan yaratmak lazım. Her şeyin düzeleceğini umut ederek güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileği ile. Hayırlı Cumalar.