Adapazarı Sebzeciler ve Meyveciler Odası Başkanı Muzaffer Kabacan Bizim Sakarya Gazetesi’ne pazardaki fiyat artışların nedenini değerlendirdi.

Sebze-meyvede üretimin yeterli olmayışının yanı sıra doğa olayları ve ithalata dayalı anlayışın fiyat artışlarına temel nedeni olduğunu belirten Muzaffer Kabacan, “ Şu anda sebze meyve fiyatları aşırı derecede pahalı. Bunu biz de kabul ediyoruz. Ama nedense pazarcı günah keçisi olarak ilan ediliyor. Pazarcının burada hiçbir suçu yok. Pazarcı günah keçisi değil. Pazarcımız halden nasıl alıyorsa öyle satıyor. 10 gün önce patlıcan 15-20 liraydı, bugün tezgâhımızda bu gördüğünüz patlıcan 5 liradan satılıyor. Bu da nedir? Üretim dengesi. Üretim olmadığı zaman her şey pahalanır.  Biliyorsunuz 10 gün önce bir Akdeniz hortum vurdu yani doğal afet yaşandı. Hiçbir tane sera kalmadı. Seraların yapılması tekrar düzene girmesi falan bu zaman alır” dedi.

“sebzede KDV düşürülsün ”

Pahalılıkta Pazar esnafının hiçbir sorumluluğu bulunmadığını yineleyen Kabacan, “Bu bizim bahçemizde çıkmıyor ki, bunu stok da yapmıyoruz, Nasıl alırsak öyle satıyoruz” diye konuştu. Kabacan, şöyle devam etti:

“Kimsenin görmediği bir KDV olayı var bizde. Biz mal aldığımızda yüzde 8 KDV veriyoruz. Yani 10 liraya mal alırsak bunun 88 kuruşunu KDV olarak veriyoruz. Bunun terazisi, poşeti, gideri falan bu 2 liraya tekabül eder. Yani 12 liranıza mal olur, 10 liraya aldığımız mal. Tabi biz 1-2 lira koyacağız da mal satacağız. Çünkü böyle kar koyulup da satılır. Hani bununla ilgi Türkiye hükümetinden tek isteğimiz, KDV oranını düşürmesi. En azından geçici olarak düşürülmesi. Yüzde 1 olur, hatta sıfırlanabilir.”

YENİ HAL YASASI

“Ben iddia ediyorum şu anda Hal yasası çıkıyor biliyorsunuz. Bu Hal yasasının amacı sebze meyve deki kayıp kaçağı önlemektir.  2011 yılında çıkan Hal Yasası’nda ben Türkiye’deki pazar temsilciliğinde ben görev aldım. Orada da bazı çalışmalarımız oldu. Yani bununla ilgili de görüşlerimizi de bildirdik. Buradaki kayıp kaçağı şu an da devletimiz eğer KDV’yi indirmezse önleyemez. KDV’nin sıfırlanması, ya da yüzde 1’e inmesi lazım… Bununla ilgili bizlerden, bizim gibi esnaflardan görüş alması lazım. Bizim üst kuruluşlardan görüş alması lazım. Bunlarla ilgili komple bir çalışma yapılması lazım. Burada tarım politikasının ayrı değişmesi lazım.

Hal yasasını değiştirseniz de,  tarım politikanız aynıysa yürümez. Tarım desteklenmeli, köylü desteklenmeli, tohum, mazot da desteklenmeli. Dolayısıyla yani köylünün burada çok desteklenmesi gerekir.”

“Zamların nedeni üretim olmaması”

Şu an da biliyorsunuz soğanın kilo fiyatı yüksek. 5-6 liradan satılıyor. Ağustos-eylül  ayında bunun böyle olacağını söylemiştim. Mesleğim soğancılık. Soğan üretimi Türkiye de 2 milyon 200 bin ton. Her yılın ortalama en az seviyesi bu. Bu sene 1 milyon 950 bin tondu. Bir de küf hastalığına yakalandı. Bunun küf hastalığında % 50 oranında malı çürütüyor.

Düşünün,  1 milyon 950 bin ton, yüzde 50’si gittiği zaman 1 milyonun altına düşer. Türkiye de ihracata karşı en çok soğan var. Şu an da ithal soğanımız olduğu için, İthal soğan geldiği için fiyatlar biraz düşmedi, bir sabitlenme bir durma var. Ama bu nereye kadar gider.

 “Arada Komisyoncu yok”

“Burada aracı falan da yok. Hani diyorlar işte komisyoncu var, komisyoncu kalkacak. Aslında komisyoncu denilen bir şey yok. Şu an da komisyoncu diye bir şey yok. Çünkü hal’deki arkadaşlarımızın hepsinin kendi elamanları var. Bölgeden mal yapıp da kendi dükkânına gönderen… Yani arada böyle simsarlar yok, onu alıp da 5 lira, 2 lira üstü koyuyor, harice satıyor, böyle bir konuda yok ayrıca. Zamların suçlusu kesinlikle pazarcı değil. Zamların suçlusu doğal bir afetler ve yanlış tarım politikası, üretimin olmaması.”

Editör: TE Bilişim