GÖKDEMİR, “Çalışma hayatının temel unsurlarından biri olan asgari ücretin tespiti konusunda tüm taraflar tekliflerini, görüş ve önerilerini sunarak, İşçi olmadan işverenin, işveren olmadan işçinin var olması mümkün olmadığı anlayışla hareket ederek, 2018 yüksek enflasyon ile eriyen ücretlerinde dikkate alınarak asgari ücretin belirlenmesi gerekir ” dedi

Ücretin en temel anlamıyla emeğin karşılığı olduğunu ifade eden Gökdemir, “Asgari ücret çalışma hayatının ücret politikalarının da en alt sınırını ortaya koymakta. Bu yönüyle tüm çabaların asgari ücretle yaşayan yaklaşık 7 milyon işçinin yaşanabilir bir ücrete kavuşması en büyük arzumuz ve mücadelemiz”, dedi. Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret ekonomik sıkıntıların getirdiği zorlukları aşabilecek oranda olması ile Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı da dahil bütünüyle asgari ücretin masaya yatırılması gerektiğini vurguladı. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun antidemokratik, işçileri temsilden uzak yapısının daha katılımcı bir yapıya kavuşturulması gereklidir, dedi.

Kadroya geçiş sürecinde yaşanan sıkıntılar 696 sayılı KHK ile kamuda kamu işçisi. Belediyelerde belediye şirketlerine geçişin önemli bir düzenleme olduğunu ifade eden Gökdemir;

“Taşeron firmalardan kadroya geçen işçiler geçiş sürecinden sonra bir takım sıkıntılar yaşanmaya devam etmektedir” dedi

Gökdemir açıklamasının devamında, “Sıkıntıların ilkini, hiç kuşkusuz, eriyen ücretler oluşturmaktadır. Kadroya geçirilmiş olan yaklaşık 1 milyon çalışanın ücret ve sosyal hakları, 2015 yılında Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanmış olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmektedir. 3 yıl önceden bugünün koşullarını öngörmek mümkün olamamıştır. Ülkemiz ekonomik krizle karşı karşıya kalmıştır. Yaşanmakta olan yüksek döviz, yüksek faiz ve enflasyon baskısı nedeniyle, çalışanların ücretlerinin satın alma gücünün azaldığı ve YHK kararı ile belirlenen ücret ve sosyal hakların yetersiz kaldığı görülmektedir. Çalışanlar, sebebi olmadıkları ekonomik krizin faturasını ödemek durumunda bırakılmıştır.

Temel olarak taşeron işçilerin Kararnamede yer alan üç yıllık geçiş sürecinin 1 Ocak itibariyle değiştirilmesini, Kamu sözleşmelerine taşeron işçilikten kadroya geçen arkadaşlarımızın da kamu sözleşmeleri kapsamına alınarak yeni bir yaklaşımın önünün açılmasını istiyoruz. Kadro alamayan kamudaki arkadaşlarımızın kadro sorununun ivedilikle çözülmesini, KİT’lerde arkadaşlarımızın bu kapsamın içerisine alınarak aynen kamudaki taşeron işçi arkadaşlarımızla aynı statünün sağlanıp, kadrolarının verilmesini istiyoruz. Bakanlar Kurulu tarafından özellikle KİT’lerdeki taşeron işçilerle ilgili getirilen düzenlemenin doğru ve adil olmadığını, bunun değiştirilmesini ve mevcut kadro kararnamesinin uygulanmasının gerektiğini söyledi. Geçici ve mevsimlik işçilerle ilgili gelinen durumunun çok önemli olduğunu ancak buna belediyelerinde dahil edilmesini istedi.

İlave tediye sorunu

696 sayılı KHK ile kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına geçirilen çalışanlar, 6772 sayılı kanun kapsamında yılda 52 yevmiye tutarında ilave tediye almakta iken, yerel yönetimlerin şirketlerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmakta olan işçiler yargı iştirakleri ile oluşan teamül gereğince kanunun kapsamında olmadıkları gerekçesi ile ilave tediyeden yararlanamamaktadır.

Bu durum kamu kurumları ile yerel yönetim kuruluşlarında çalışan işçiler arasında ve yerel yönetim kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında çalışan işçiler ile yerel yönetimlerin iktisadi teşekküllerinde(belediye şirketleri)çalışan işçiler arasında farklı uygulamaya sebebiyet vermektedir. Adil olmayan bu durum, özellikle yerel yönetimlerin iktisadi teşekküllerinde(belediye şirketleri)çalışanları derinden yaralamaktadır. Sorun, gerçekleştirilecek bir düzenleme ile bir an önce çözüme kavuşturulmalı, kurum, kuruluş ve iktisadi teşekküller arasında çifte standarda son verilmelidir” dedi.

Editör: TE Bilişim