Sevgili okurlar,
Memleketim Sakarya’nın merkez ilçesi Adapazarı’nın Mithatpaşa Mahallesi’nde ikamet ediyorum..
Daha önemlisi bizim oralar, ”Donatım Semti” olarak bilinir..
“Donatım” adını, buradaki “Türkiye Cumhuriyeti Adapazarı Zirai Donatım Kurum fabrikası’ndan” alır..
Cumhuriyet döneminin, önemli bir fabrikalarındandı Zirai Donatım..
“Bir tarım kenti olarak Sakarya’da”, bu fabrika adından anlaşılacağı gibi “ziraat aletleri, makineleri, at arabaları ve sonunda traktör üreten” bir fabrikaydı..
Yani, “modern tarımın gereklerinden olan, makineleşmenin izlerini, bu fabrikadan başka, bize kim güzel anlatabilirdi?
Yıl 1935 ve fabrikanın temelli atılıyor..
O yıllarda bankacılıkta söz sahibi “Adapazarı Ticaret Bankası’ da” fabrikanın kuruluşu için finansman sağlıyor..
Hatta fabrikanın adı;” Adapazarı Ticaret Bankası Fabrikası” olarak ta tanımlanıyor..

SURİYELİ GÖÇMENLERİMİZ!
Bugünü yaşayanlar için söyleyelim,” Kent Park”, ya da “Aziz Duran Parkı” olarak bilinen bu arazi, 1935 Yıllarında temeli atılan ve bugün birkaç binası ve bacası ile ayakta durmaya çalışan, Adapazarı Zirai Donatım Fabrikası’na aittir..
Hala anlamamışsanız, bir okurumun yazdığı gibi “ Şimdi Kent Park” olarak adlandırılan ve Suriyeli göçmenlerin uğrak, dinlenme yeri olan “ alandan söz ediyoruz..
Yine mi çıkaramadınz?

BURASI DONATIM SEMTİ?
Ah canım, o eski Adapazarı’na, ”bir çark armağan eden ve Çark Mesire yerine adını veren, çark sembolünün olduğu”, yetmedi, bir köşesine “Sakarya” adlı bir uçak kondurduğumuz yer, işte bu alan “Adapazarı Zirai Donatım Kurumu” fabrika alanıydı..
Hala akıllarda “Donatım Semti” olarak yer eden, anılan bu semtte yıllardır ikamet ediyorum..
“Brüksel-Sakarya”, gidip gelmelerinde “soluklandığım, huzur bulduğum, dinlendiğim, eş, dost ve arkadaşlarımla selamlaştığım, bir çay içimi buluştuğum, şakalaştığım, memleket meselelerini konuştuğum”, Donatım semti burası..

MİNİ BİR KAHVALTILIK SETİ?
Kahvaltılık birkaç yiyecek ve içecek için alış-verişe çıkıyorum..
Habertürk TV’de, her akşam, Türkiye’deki marketlerden fiyatlar paylaşan Prof.Dr.Ersan Şen aklımda..
Ooo Peynir, zeytin fiyatları uçmuşta, uçmuş!..
Eski Kars kaşarına yaklaşmak, sucuk, pastırma almak, hele şöyle dursun?..
Küçük bir Şemdinli balı için 44,90 TL ödüyorum..
Yine küçük bir kap kaymaksız yoğurt için 17,95 TL. ve efsane kara zeytin, kalamata, yeşil zeytin alıyorum..
Fiyatlar gerçekten uçmuş..
Allah, Allah, fiyatlar gerçekten meydan okuyor, meydan?

360 TÜRK LİRASI
Şöyle Erzincan Tulum Peyniri, tereyağ ve finalde biraz da o Adapazarı sade helvası alınmaz mı?
İnanın, aldıklarım şöyle bir kişilik, 100 Gramı geçmeyecek kadar, ve 360 TL. ödüyorum..
Evet, küçük bir kahvaltı seti için daha çok eksiğim var..
Ekmek, su, meyvesiz olmaz..
Allah insanımıza kolaylık versin!
Bu işçi, bu emekli, bu memur maaşları ile işin üstesinden nasıl gelinir bilmem?
Mutfağın yöneticisi hanımlara Allah kolaylık versin!

BİZİM SAKARYA AİLESİ
Güne “merhaba” dedik ya, önce “Bizim Sakarya Gazetesi’ne” uğramak gerek..
Gazetenin kurucusu onursal başkanı Adnan Y. Yüksel, muhterem eşleri Aylin Yüksel, Gaga Erol ustam, Murat Zımba, Kostik Mustafa Özbey ve  deneyimli Mansur usta ile diğer arkadaşlarımızla buluşuyoruz..
Memleket meseleleri masada, Sakarya konuşulmaz mı?
Gazete ve yenilik haberleri..
Bu pahalılıkta, satışları nasıl artırmalı ya?
Nüfusu 1 Milyon 300 Bini geçmiş Sakarya!
Okuyan,gazete satın alan çıkar mı?

DEPREM KORKUSU?
Sevgili Adnan Yüksel ustam,”Şöyle Bulvara çıksam, Çark Caddesi’nde yürüsem, inanın selam verecek bir dosta rastlayamıyorum” diyerek, eski günlere özlemi dile getiriyor..
Değişim bu ya, herşeyi alt-üst etmiş!
“Deprem korkusu” yakamıza yapışmış, kent merkezinde yürüyoruz..
“Koca heybetli, iki, üç deprem görmüş, çürük binaların altından geçerken”, ürkmemek elde mi?
Yolboyu Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin fotoğrafları bizi karşılıyor..
“Geçmiş olsun Türkiye’m, deprem yaralarını sararız” mesajı ile yüreklere su serpiyor..
“Demokrasi parkı” içine kuruluşmuş, dev yardım toplama çadırları gözüme ilişiyor..
Belli ki,yardıma hala ihtiyaç var!

ATATÜRK ANITI?
Atatürk Anıtı’nı gizlemiş, kondurma binaların önünde geçip, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e selam vermek istiyorum..
O da ne?
Anıt yanındaki,” Egemenlik kayıtsız, şartsız Milletindir” yazısı üzerine, bir kara boya çekilmiş!?..
Ve “Şartsız” kelimesindeki “Z” kazınmış!..
Hangi densiz yapmışsa?
Çekiçle saldıranları unutmadık!
“Herşeyi devletin yetkilileri görecek” diye bir şey mi var?
Bu kentin asil insanları nerede, bir gören ve konu ile ilgili yetkilileri uyaran da mı olmamış?
Ah be,  Abdullah Çelik ustam!!
Yaşasaydı, çoktan durumu gündem yapmış, gereğini yaptırmıştı..

HAK ETTİĞİ YERE?
İktidar, yönetim değişirse, yeni yönetimden ilk isteyeceğim, “bu eşsiz Türk Milleti’nin yiğit evladı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Anıtını hak ettiği yere taşımak ve bu eşsiz kahramanın arkasındaki, önündeki pislikleri temizletmek” olacaktır!
Unutmayınız, bir ülkeye hizmet eden kahramanlarınızı unutur, bir kenara, bir köşeye böyle ötelerseniz, yarın sizleri de aynı şekilde öteleyenler, hatırlamayanlar, saygı duymayanlar işbaşına gelir!

KAHRAMANLARIN HEYKELİ DİKİLİR!
Tarih sahnesindeki milletler, “kahramanlarını unutmayan ve onlar adına anıtlar diken, destanlarını” okuyanlardır!..
Bu durumu bir Sakaryalı olarak, yakıştıramıyorum!
Bu durumu içine sindirenler varsa, ne diyebilirim ki?
Bakınız, “o koca büyük hatıraları ile Adapazarı Zirai Donatım Fabrikası” silinip gitti, yerine yeller esiyor!
Ama, ya Atatürk?
İnadına adını ve eserlerini yaşayacağız, yaşatacağız?
Atatürk sevgisi asla bitmez!
Atatürksüz asla!

Yusuf Cinal yazıyor, 13 Mart 2023