Televizyon dizilerinin yayın saatleri ve süresinden  veya bu  dizilerin kalitesinden söz etmeyeceğim. Televizyon karşısında geçirdiğimiz zamandan, bu zaman diliminin büyük bir bölümünün dizilerden oluştuğundan ve nasıl  7 den 70 e  bağımlısı olduğumuzdan da söz etmeyeceğim . Dizilerin kültürümüze  etkilerini, Amerikan kültürünü benimsetmesine, ve o kültürü bir dünya kültürü gibi göstermesine ise hiç girmeyeceğim. Neredeyse diziler yüzünden biten misafir ziyaretlerine değinmeyecek,  eğer  oluyorsa  da o misafirliğin  bir dizi akşamında, sohbetsiz ve paylaşımsız olduğunu, başkasının evinde dizi izleyip reklam arasında,  kendi evlerine geçtikleri gibi bir garipliğe dönüşmesini de yermeyeceğim. Dizilerde aldatmalar, ihanetler, cinayetler ve kavgalardan, kimin eli kimin cebinde belli değil hallerine, çarpık ilişkilere ve bunların meşrulaştırılarak bize dayatılmasına da değinmeyeceğim. Konuşmalarımızı, giyim kuşamımızı nasıl etkilediğini , yemek kültürümüzü kadar nasıl değiştirdiğini farkında  bile olmadığımızı da söylemeyeceğim.  

Sosyal yaşantımızı nasıl bitirdiğimizi, salt diziler yüzünden nasıl tekli sosyalliğe geçtiğimizi de yazmayacağım.

 Bu dizileri izleyip, cazibesine kapılıp,  bu  dizi hayatlarını  gerçek yaşama uyarlama çabasına giren gen kızları tek bir açıdan örnekleyeceğim şimdilik...

DELİKANLILAR, İLİŞKİSİ  OLAN VEYA  EVLENMEK ÜZERE OLANLARA  DİKKAT DİYECEĞİM!

Geçtiğimiz sezon da bu sezonda aynı, eminim gelecek sezonda öyle olacak. ‘’beyler dikkat! işiniz çok zor. Aman dikkat! diyeceğim ben size. Neden mi? Şöyle ki;

Şimdi biz , biz derken hemcinslerimden söz ediyorum. işte biz , dizi izlerken öyle kaptırıyoruz  ki diziye yada  filme kendimizi   bir süre  sonra artık  o senaryonun bir parçasıyız sanki… 

 Şimdi bir ya da iki diziyi sizde izleyin, hemen yakalayacaksınız nasıl olsa. Dizilerde ki aktörlere , jönlere ve rollerine bir bakın.

Erkek değil oradakiler,  adamlar bir kere. Zengin ve  çok güçlüler. Çok zeki  , esprili ,akıllı  aynı zamanda çok da duygusallar hemen hepsi kadın ruhundan  fena halde anlıyorlar. Çok iyi giyiniyor, çok iyi konuşuyorlar. Her dizide tüm erkeklerde olması gereken en iyileri bir kişi de topluyorlar,  gerçek ötesi yani . Ve mutluluk orada  sadece ‘’o adamların kadının’’  hakkı…

Kadınlarda durum daha basit makyajlı yatıp, makyajlı uyanan her daim bakımlı her daim güzel, saçı bile dağılmayan, iyi giyinen, fırsatları yakalayan, koşulları değerlendiren sıradan kadınlar var dizilerde .Kadın vitrin, kadın muhtaç ya da kadın iyi olan her şeyi her koşulda hak edecek obje bu senaryolarda. Ama erkekler öyle mi ya ,o erkeklerde yaş ne olursa olsun çıta yüksek hem de çok yüksek.

Bu dizilerde  o mükemmel erkekler eşlerinin yatağına kahvaltı götürüyor, bu erkekler kadınının  yollarına güller döküyor, bu erkekler akla gelmeyecek  sürpriz evlenme teklifleri yapıyorlar. Bu tekliflerin en alçak gönüllü ve en sıradan olanı  eyfel kulesinin üzeri. Bu erkeklerin kadınının canı sıkılmaya görsün,  sevgililerini  özel uçakla uçuruyorlar bir yerlere saniyesinde.

Onlar sevdiğinin penceresine üç yüz adet kalpli balon  bırakıyorlar,onlar çılgınlar gibi eğleniyor ve eğlendiriyorlar.onlar sabahlara kadar kadınıyla sohbet ediyorlar.Akşam eve pazar filesiyle değil,  şampanya ve çiçek demetleriyle geliyorlar. Mutfağa giriyor yemekler ve ziyafet sofraları hazırlıyorlar. Onlar her daim kadınlarının ne istediğini biliyorlar. Bir bakıyorsun bateri çalıp çoşturuyor,bir bakıyorsun bağlama çalıp ağlatıyorlar. Hep güzel bir ses , hep özel bir yetenek var onlarda.Hep bir mum ışığı, hep bir elele  gözgöze ,hep bir romantizm halleri. Sürpriz yapan erkek ,özür dileyen erkek, cömert erkek, güçlü erkek, halden anlayan erkek, sahiplenen erkek ,çok yakışıklı, çok akıllı, çok kültürlü aşkından  ölen o erkek… Orada ki erkeğin gücü her şeye yeter orada ki erkek iyi ki vardır. O adamın çözemeyeceği bir şey yoktur. Onlar göz kamaştırıcı onlar ihtişamlı hayatların ihtişamlı karakterleridir.Hemen her gece 20.00 ile 23.00 arası bu karakterleri izleyerek  geçen saatler. Sonra mı, sonra genç kızlar için  hayaller ve gerçekler olayı ve dizilerden kaynaklanan bir dizi kavram kargaşası  .Dizilerle gerçeklerin karışması, o rol modelleriyle gördüklerinin  kıyaslanması. Derken…  O dizi bitiyor ama, bu kez  gerçekte birinin bitip diğerinin başladığı, kısa süreli ve anlamsız  ilişkiler yumağı dizisi başlıyor.

  EVET beyler,bu gün siz onlar için güzel olan ne varsa yapın. Çok ince bir çizgi  bu,  yetmez yetmeyecek, her gece yeniden yeniden yıkanacak onların beyinleri. Böyle baba ,böyle sevgili, böyle koca olur diyecekler. Dizilerde ki dayatmaları önce bir güzel içlerine çekecek sonra evlerine,  sonra sizinle ilişkisinin   ta en içerlerine  kadar taşıyacak. Bu kızların kendine göre haklı nedenleri olacak. Kim olduğunu unutacak. Biz kimiz ,bu hayatların neresindeyiz diyecek… Hatta daha da ileri giderek sen kimsin ?  diyecek size.

Ve  ne olacak biliyor musunuz? Bu kızlar, sonsuza dek o   dizilerde ki  beyaz atlı prenslerini bekleyecek, ta ki bunun kocaman bir yalan ve kurgu  olduğunu fark edene dek de evlenemeyecek….Siz mi? Siz o güzel  atlarınıza binip uzaklaşmış olacaksınız çoktan.