İlkin; Osmanlı İmparatorluğu’nun 1579 yılındaki Yükseliş Devri Sonu Haritaları’na bakıp;

Sonra da 30 Ağustos 1922 günkü Osmanlı’nın İşgal edilmiş haritalarına bak;

Türkiye Cumhuriyeti’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlamını başka türlü doğru yere koyamazsın! Kimileri bunu bilmeni de asla istemez !

Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarına, Muhteşem Kurtuluş Savaşı’nı kazanan Türk Halkı’na bugün bile iyi gözle bakmayanlar var, olacaktır da!

Gaflete düşmeyen 82 milyon Türkiye Halkı O İki haritaya baktığında, bugün bize eşsiz bir coğrafyada, eşsiz bir Devlet bırakanlara minnet duyacaktır.

Sakaryalılara 30 Ağustos 1922 tarihindeki,( şu günkü Türkiye’nin ) İşgal Haritası’nı anlatayım; Siz de biraz aklınızda canlandırın:

Osmanlı Başkenti İstanbul; İngiliz, Fransız ve Yunan askerlerinden oluşan İşgal Kuvvetlerinin çizmeleri altında;

Yunan Askeri İzmir’e çıkmış; sonra da Bursa, Yalova, İzmit, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Afyon, Denizli şehirlerini işgal ederek, Ankara Polatlı’ya kadar gelmiş.

Fransız askerleri; Hatay-İskenderun, Adana, Mersin, Antep, Maraş, Urfa’da. Topraklarını işgal etmiş; ama kahraman şehirlerimiz emperyalistlerle savaşıyor.

İtalyanlar; Antalya, Muğla-Bodrum, Burdur’dalar, fazla da kalamıyorlar.

Ruslar, Ermenilerle birlikte; Sarıkamış, Kars, Artvin, Ardahan’da…

bir tarihçi, araştırmacı değilim. yazdıklarım, okuyup aklımda kalanlar. Tarih okuyup ibret almayı, utanıp erdemli olmayı, minnet duymayı bilirim.

Türkiye Cumhuriyeti’ni işgalden kurtaran ve Cumhuriyeti Kuran; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarına, O Muhteşem Halkımıza şükran duymayı da bir şeref bilirim.

Bunları birilerine nispet yapmak için yazmayı da son derece aşağılık bir davranış kabul ederim. Kin, haset-kışkırtıcı kişilik önce insanın kendisini yakar!

Öylesi karakterlerin 82 milyon insanı Ayrıştırmasından da korkarım.

Cumhuriyet’in Yasama Yürütme Yargı Kuvvetler Ayrılığı ilkeleriyle yönettiği harika bir ülkede doğup-büyüdük-yaşlandık.

Kuşkusuz, belki de dünya coğrafyasının en zorlu topraklarında kurulan bir Cumhuriyet’te kimi süreçlerde yanlışlar, büyük hatalar da yaşanacaktı, yaşadık.

Ama, Cumhuriyet her süreçte Kurtuluş-Kuruluş Ayarlarına dönerek bu zorlu coğrafya’da ayakta kalmayı-kalmamızı- başarmıştır.

Ki; şu gün çok kritik zamanlar yaşıyoruz. “ Böl ve Yönet!” öncelikli, İçeriden-Dışarıdan her Oyuna karşın, Cumhuriyet ve Anavatan hala ayakta.

82 Milyon Türkiye Cumhuriyeti Halkı; 96 ncı yılını kutladığı 30 Ağustos Zafer Bayramı, ile 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı, 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nı Milli Bayramlar olarak kutlayacaktır.

Dini Bayramlarımız; Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı zaten tarih boyunca halkımızın içtenlikle kutladığı yaşam sevinçleridir, kutladık, kutlanıyor.

Komşu ülkeler; Bulgaristan, Yunanistan, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ile de;

Mustafa Kemal Atatürk zamanlarındaki gibi, Sıfır Sorunlu Komşular olmayı kotarmamızı dilerim.

Geldik gidiyoruz. Dileklerim çocuklarımız ve dünya çocuklarının geleceği için.

Tarihin en kirli, en acımasız zamanlarında gibiyiz. Gözü Doymaz tamah uzayda ve okyanus altında yaşanacak şehirler kurmayı bile hayal ediyor.

Nerede, nasıl yaşam kurarsan kur, kurgudur. Siz Yaratılmış Dünyayı koruyun! Cumhuriyetinizin olduğu muhteşem doğanın Coğrafyasına sahip çıkın!

30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlarım. Ülkesine bu bayramı armağan eden Büyük Atatürk’e, Silah Arkadaşları’na, Kahraman Halkımıza şükranlar duyarım.

Tabii ki; “ Bağımsızlık benim karakterimdir! Yurtta sulh, cihanda sulh !” sözleri ile Zafer Bayramı’nı yaşamak en büyük mutluluğum olur.