Bir çılgınlıktır gidiyor. Devlet eliyle insanları etkisine alan yeni bir bağımlılık yaratılıyor. Durdurulması, engellenmesi hiç değilse ilginin azaltılması gerekmekte. Hayal sınırlarını zorlayan ikramiye tutarları geniş kitlelerin sahte umut dünyası oldu.

Şans oyunları artık bir eğlence değil. Adeta bir salgın. Yoksulluk derinleştikçe daha fazla oyun oynanıyor, daha çok insan kervana katılıyor. Haftanın her günü hem de birden fazla oyun var.  Milli Piyango, Kazı Kazan, Spor Loto, Sayısal Loto, Süper Loto, Şans Topu, 10 Numara, İddaa ve At Yarışları ülkemizdeki toplumu uyutma, uyuşturma araçları.

Şans oyunları birçok ülkede var, oynanıyor. Eğlence amacıyla başlayıp kumar denebilecek düzeye yükselmesi sebepsiz değil. 15 – 25 yaş aralığındaki gençlerin daha fazla oynaması geleceğimiz açısından düşündürücüdür. Devlet tarafından sürekli yenilenerek, yeni yeni oyunlar geliştirerek teşvik edilmesi de sorgulanması gereken bir durumdur. İnsanlar “ya çıkarsa” umuduyla oynuyor. Masum duygular ve taleple başlıyor, giderek kolay zengin olma ve bireysel kurtuluş reçetesi haline dönüştükçe bir girdabın içine çekiliyorlar. “İnsanların içindeki dürtüler engellenemez, yasadışı kumarı önlemenin yolu yasal oyunlardır” düşüncesi gerçekçi değil sadece bir kılıftır.

İktidarlar sıcak bakıyor,

Şans oyunlarının oldukça eski bir geçmişi var. Yasaklarla başlayıp, maddi olmayan ikramiye, banka vb. kurumların piyangolarıyla günümüze kadar gelen oyunlar, bugün çok genişlediği gibi iktidarlar için önemli gelir kaynağı oluşturmaktadır. Kendisini muhafazakâr olarak tanımlayan AKP iktidarı döneminde oyun çeşitleri çoğalmış, oynayanlarında sayısı artmıştır. İktidar alkol, uyuşturucu, fuhuş gibi toplumu örseleyen tutum ve alışkanlıklarla mücadele iddiasındayken şans oyunlarının yarattığı olumsuz sonuçları görmezden gelmesi ve teşvik etmesi de çelişki oluşturmaktadır.

Maliye Bakanı Naci Ağbal “şans oyunlarında cazibeyi artıracağız” derken sıcak para elde etmenin en kolay yolunun şans oyunları olduğunu, katılanların itiraz etmeden rıza ile verdiklerinden iktidarı zorlamadığını da ifade ediyor. Bu yüzdendir ki dünya görüşlerine aykırı da olsa resmi kumar mubah sayılıyor. Bir de iktidar yandaşlarının oyunlara yaklaşımı var ki, tam bir ibretlik durum.

Kadın güreşlerini tahrik edici ve ahlaksızlık olarak gören, okullarda kız ve erkek öğrenci sınıfları açan, toplu taşım araçlarını kadın erkek yolcular için ayıran karanlık zihniyetlerin yasal kumar denebilecek oyunlar hakkında tek söz etmemeleri de ikiyüzlülüğün örneği olsa gerek.

Oyunlar yalnızca vergi için teşvik edilmiyor,

Oyunlar geniş kitleleri oyalıyor. İşsizlik ve yoksulluğun pençesindeki milyonlar emekleriyle insanca yaşama umudunu kaybettiler. Toplum örgütlenmekten uzaklaştırılmış, kurtuluşun bireysel ve şans oyunlarıyla mümkün olacağına inandırılmıştır. Aş ve iş talep etme ve hak arama bilinci baskı, dezenformasyon ve kitle iletişim araçlarıyla yürütülen propaganda ile engellenmektedir. Milli ve manevi değerler söylemi ile mahalle baskısı oluşturulmakta, dini inanç ve gelenekler dayatmasıyla çaresizlik kalıcılaştırılmaktadır.

Ahlaki ve insani değerler aşındıkça toplumsal çözülme hızlanıyor.