Biz bu şehirde doğduk büyüdük. Tamam, toplumdaki siyasi karşıtlıklar kimi zaman siyasetin en çok beslendiği gelişmeler olabilir. Amaaa…
Eğer Siyasi Partiler ve siyasi partilere yön veren lider konumundaki kişiler durulacak aşamaları göremezlerse, tüm ülke vahim badirelere sürüklenir.
*
Ankara’nın göbeğinde futbol maçı oynanıyor. Misafir takım ev sahibini yeniyor. Olay nedir ayrıntıları kimse bilmiyor. Bilinen vahim sonuç şu ki; ev sahibi yenen misafir takımın yöneticisi tribünden kafa üstü alt katlara atılıyor.
Fenerbahçe futbol takımının otobüsüne geçen sene Trabzon’da silahla saldırıldı. Dünya ayağa kalktı. Ortada ne fail var, ne de sonuç?
Tabii, bu haftaki Fenerbahçe maçında, Amcam maç oynanırken sahaya atladı, kale hakemini tekme, yumruk darp etti. Darpçı birkaç saat sonra evine yollanmış. Dayısı, “ O yapmasa, ben orada olsam ben yapardım!” demiş.
Aferinnnn!.. Çünkü, bunlar orada sıradan işler…Geçen yıl Eski Başkan, olaylı maçtan sonra hakemleri soyunma odasına kilitletmiş, en küçük soru bile olmamıştı.
*
Asayişten sorumlu İl Valisi ve hiçbir kamu görevlisi bu olan bitene bir santim hoşgörü göstermez. Yasa neyse, yanlış yapan karşılığını bulur. Amaaa…
Siyaset var ya, siyaset…Türkiye’nin her yerinde vukuat yaratan tipler 15 dakika sonra bölgenin etkin siyasilerine ulaşırlar. Yerel belediye başkanlarının en illallah dediği İŞ’ler bu vukuatçı kişilerden taleplerdir.
*
Son zamanlarda sonu ölümle sonuçlanan silahlı vukuatlar neden arttı? Buralarda her gün silahlı vurgunla karşılaşmak neden sıradan oldu? Kimse silahla dolaşmaktan korkmuyor ki?
Yahu, şu son yıllara kadar tek el bir silah patlasa polis, jandarma 5 dakika sonra tüm çevreyi, faili bulana kadar en kıyı köşeye kadar arardı. Şimdi???
Bir bakıyorum; gündüz silah sesleri. Akşam saatleri ve gece sanki kaleşnikoflar karşılıklı konser veriyorlar. Öyle tok, baba sesli tabanca sesleri patlıyor ki, kapı pencereye sakın çıkmayın!
*
Neden herkes gergin? Neden herkes silahlı? Neden herkes bu denli sorumsuz? “ Sorumsuz!” sözcüğünü bilerek kullandım. Neden?
İnsan öldürüyor veya yaralıyorsun. Ama, kendi hayatının da en az 15-20 yılını veya tamamını yok ediyorsun. Ya evinde çoluk çocuğun varsa; Onları da bir anlamda öldürmüyor musun?
*
Şiddet fıtratlı (!) bireylere dur diyemeyen-demeyen siyaset bence suça ortak olur. Uzun ve radikal kampanyalarla bu toplumsal cinnete fren yaptıran siyasete şapka çıkarmak gerek; gerisi yalan.
Cinnetin arkasında duran siyasete ise toplum fren yaptırmalı. Nedir bu; dünya televizyonlarının canlı yayınladığı Süper Lig maçlarında akıl almaz çirkinlikler yaşanıyor; Amcamlar elini kolunu sallayarak yine sokağa salınıveriyor!
Kamu Güvenliliği sorumluları asla böyle bir görüntüye izin vermez. Söylemek istediklerimi yazıyı okuyan çocuklar bile anlar! Siyaset duruma ya el koyar, ya da bu ülke çok daha kötü günlere yelken açar.
*
Sakarya Amatör Futbol Ligleri için bile şampiyonluk ve küme düşme günleri yaklaştığında Güvenlik Uyarısı yaparım. Geçen aylarda da yaptım. N’oldu?
Kaç hakem sahada tekme tokat dövüldü? Kaç maç yarıda kaldı? Sonucu yazayım:
Hakemi ve misafir takımı döven hiç kimse 2 gün zorda kalmadı. Görevli Polis ve Jandarmaya, hakem veya darp edilen oyuncu-idareci, “ Şikayetçiyim!” desin, darpçı alınır.
Fakat, köy-ilçe-şehir takımlarının tümü bilir ki, etkin bir siyasiye ulaşalım, beş dakika sonra evdeyiz: -)
Siyaset, şiddet fıtratlı kitlelerin tümünü bilir ve iyi geçinir. Siyaset, cebinde şiddetle dolaşanlara gereken tavrı koymadıkça, toplumsal Cinnet asla önlenemez!
*
“ 5 Tabanca yakalandı. 200 mermiye, 3 tüfeğe el konuldu!” haberleri yetmiyor. Rutin ve radikal Asayiş Aramaları saatlerce tepeleri inleten silah seslerini keser.
Belde silahla dolaşmak sıradanlaşmaz. Ölümlü vukuatlar ocakları söndürmez. Her saatte tepeleri inleten silah sesleri de bu denli artmaz, artamaz.
