Hafta sonu Erenler, Arifiye, Geyve, Pamukova ilçelerini içine alan büyük bir sel oldu, evler, dükkanlar, tarlalar, sular altında kaldı…

Ertesi günü medyada çıkan yüzeysel haberler bir sürü fasa fisodan gayrı bir şey söylemiyordu…

Dün yine benzer manzaralar yaşandı…

Yaşanan olay nedir?

Sakarya’da kentleşme politikasının keşmekeşi, yanlışlığı, çarpıklığı su yüzüne vurdu…

Altyapı yetersizliği…

Plansızlık…

Sorumsuzluk…

Akılsızlık…

 

***

 

Öteden beri yaşanılan bu kepazeliğe ne demeli?

Saf hemşerinin kafatasını açıp bilmesi gereken şu çarpıcı bilgiyi huniyle içine mi akıtmalı bilemem…

-Yaz mevsiminin ortasında birkaç saatlik bir yağışta sel yaşanması ne demek?

-Belediyelerin alt yapıya gerekli önemi vermemesi demek…

-Yani?..

-Çevre kurumunun dere yataklarında usulsüz yapılaşmalara göz yumması demek

-Yani?..

-Orman kurumunun doğa katliamlarına seyirci kalması demek…

-Yani?...

-DSİ’nin dere ve kanal yataklarını zamanında temizlememesi demek…

 

***

 

Besbelli Sakarya’da doğa afetine karşı önlem Allah’a havale!...

Uygar ülke ve şehirlerde bu işler için kamu kurumları var…

Ya biz de?...

Bizde de benzer kurumlar var…

Bütçe, unvan, koltuk, makam, araç, makine parkı, ne istersen…

Olmayan ne?..

Sorumluluk, denetimsizlik, keyfilik…

 

***

 

Dile kolay, Türkiye 13, Sakarya 22 yıldır aynı siyasal iktidarın seçilmiş ve atanmış yöneticilerince çekip çevriliyor…

Oylarıyla bunları baş tacı yapan kim?..

Bizim ev…

Bizim apartman…

Bizim sokak…

Bizim mahalle…

Bizim şehir…

Biz bize diz dizeyiz…

Biz Sakaryalılar kendimizle övünmesini çok iyi biliriz ama bir de kendimize neden bu haldeyiz diye sormasını bilsek!..