Gelen her siyasi konuk,” Sakarya harika bir Yaşanabilir Şehir olmuş!” gazı verir. Bizim Seçtiklerimiz de O suya yazılan gazları habire kullanır!

Oysa, yok öyle bir şey. Sakarya her geçen gün özgün kimliğini bile kaybediyor. Size, bireysel olarak 40-50 yaş üzerindeki herkese soruyorum:

Bana ( bu İl de-ilçelerde )hangi İlk-Orta-Lise okulunda okuduğunu göstersene? Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, Milli Eğitim kimliğimiz bile yok ortada:

Bu gün kimse okuduğu okulların önünde bir fotoğraf bile çektiremez! Ya okul yoktur, ya da öyle bir okul adı!

Adapazarı İmam Hatip Lisesi binasında(?)ki Adapazarı Lisesi’nde 3 yıl okudum. Önce iki okulun da adı değiştirildi, şimdi binaları da yok edildi.

Yahu, doğup büyüdüğüm, yuva kurup aile sahibi olduğum İzmit Caddesi yok! Anamın-Babamın ben doğmadan önce aldığı evin sokak adı yok; NUMARA var.

“ Cami Avlusu!” diye, arınıp- kollayıp- okuyup girdiğimiz avlular bile yok! Çark Mesire yok!“ Atatürk Stadı da, adı da yok. Yok edilen kaç kuşağın kimliğidir?

Ee, tabii Adapazarı-Sakarya’yı kuran O Eşraf yok ki? Şehrin ana karakterleri Devlet Fabrikaları’nın müzeleri de yok ki?

Tek müze, Atatürk Müzesi. O da, sınıf arkadaşlarımın oturduğu bir Adapazarı evi.

Başkan Mutlu Işıksu, dilerim Türk Ticaret Bankası binasında Ticaret-Sanayi gibi, sektörel bir Müze düşünür. Asıl hedef Sakarya Arkeoloji Müzesi, O’nu aşar!

Şunu bilelim: Şeker Fabrikası da, Tüvasaş da, Askeri Ağır Bakım fabrikası da şehir dışına-OSB’ler gibi-taşınacak. Yerleri çok; şehirde müzeleri mutlaka OLUR!

Zirai Donatım müze şansını kaybetti. Çünkü, iliği, kemiği kazınarak yok edildi!

DONATIM, VAGON, ŞEKER fabrikaları; Adapazarı-Sakarya’ya, muhteşem yıllar yaşatan, “ Ekonomi Tarihi’nin 3 Atlı Şövalyesi’dir. O şehir halkı unutulamaz!

Onlar 1954 yılında kurulan Sakarya Vilayeti’nin Muhteşem Atlıları’dır. Sayısız emekli kuşaklar yetiştirdiler. O Emekliler de bugünün kuşaklarını yetiştirdi.

Şu günün Seçilmişleri,“ Sakarya’yı Yaşanabilir En Güzel Vilayet yaptık!” derler:

“ Bu şehrin 4 yanında, 40-50 yıl önce yapılmış, bir dolu işçi-memur Kooperatif Evleri var. Vagon, Donatım, Şeker fabrikası işçileri Tek Maaşla nasıl yapmışlar?

Bu günün işçi-memuru tek maaşla böyle bir kooperatif evi yaptırabilir mi?” diye bir soru yönetin! Şimdi, tek maaş 7000-8000 TL. değil; olsa da yapılamaz!

O çalışanlar, evini O fakir ülkede yaptı. Çünkü Devletleri-Hükümetleri-Şehirleri vardı! 1950 Adapazarı Şehri-Eşrafı şu gün tarif bile edilemez, edilemiyor da!

O fabrikaların seçilen yeri bile muhteşemdir. En uygun araziler, yerleşim dışı. Arazi sahipleri şehre özveriyle verdiği de biline! .

Sakarya Üniversitesi’nin Sarduvan Kampusu bile! Kuş uçmaz kervan geçmez dağ başı gibi. Ama, O günün insanları bereket yarattıkları O arazileri verdiler!

1950 Adapazarı-Sakarya Kuşağı, bizi vilayet de yapan kuşaktır. Toprağı bilir; insanı, şehri, planlamayı, eğitimi, ekonomik gelişmenin önceliğini bilir, başlatır.

Ya bu gün: Sakarya son 17-25 yılda kaç STRATEJİK(?) İl Kalkınma Planı YAPTI? Benim kitaplığım bile bunlarla dolu : -) İyi de, sonuç ortada, hep kaybediyoruz!

Bakın !

“ Yapılan sosyal-kültürel pahalı yatırımları bile yaşatamıyorsunuz! Ülke ödülü kazanacak eşsiz projeleri de asla hayata geçiremiyorsunuz?” dersem, diyorum;

Birileri de,“ Adam gibi yazacak Gazeteci-Köşe Yazarı istiyoruz!” diyecektir : -)

Madem ki, kapsamlı bir Stratejik Sakarya Planı için çalışılıyor, hatırlatayım;

“ Sakarya NEHİR ULAŞIM PROJESİ!” adı altında, yıllarca ilimsel-bilimsel araştırmalar, konferanslar, paneller yaptık; tadından yemeye de doymadık.

Devlet-Hükümet- hatta DPT, galiba,” Yılın en iyi-başarılı İl Projesi Ödülü!” bile verdi? Ülke ulaşımında; Su ve Demiryolu Taşımacılığı hayattır denilir, derim.

Ama, Sakarya böylesi dev projeleri hayata geçirecek Devlet Adamlarını Seçemedi! Tam tersine, nehir üstüne destan yazıp, nehir de tüketildi.

Sakarya Nehri Ulaşım Projesi’nin kitapları raflarda; ama kendisi mefta : -)

Mollaköy Göleti’nde, Kano-Kürek ve tüm spor tesisleri, kamp, piknik, sağlık, turizm alanları içeren muhteşem bir proje hazırlandı; İktidar da onayladı.

Tamam, yöre halkı belki kimi fitnelerle abartılı istimlak parası istemelere sokuldu. Ama, AK Parti istese, O proje Sakarya turizminin prestij odağı olurdu.

Camili toprakları beleşti, yarını olmayan spor projelerine orada para döküldü.

Haa, İl Planı yapılırken, çürümeye terk edilen yapılmış şu projeler sorulur mu?

Sakarya’da şu anda 2 tane kullanılmayan(?) Yarı Olimpik Yüzme Havuzu ve de 1 tane de Amfi-tiyatro var! Erenler’deki Yarı Olimpik Havuz kullanıma açıldı mı?

Kırkpınar’da, yıllarca her yaz (çevre illere bile) aylarca ülkenin en popüler müzik ustalarını, tiyatrolarını, folklor temsilcileri getiren Amfi Tiyatro çürür mü?

Sanat atölyeleri için eşsiz mekanları olan, O Tiyatro çürüyor. Yanında da Yarı Olimpik Yüzme Havuzu sanki ölmeye yatırılmış?

Planlama, var olanları hayata kazandırmakla hemen başlayabilir!