Ortaokul sonda okuyan torunum var. Yakında lise sınavlarına girecek. Yeni dönemde hayatını, kaderini, geleceğini belirleyecek olan bir lisede olacak. ‘Dede, ne olacak bu işler?’ diye durmadan bana soruyor. Ağzından çıkanların hepsini yazsam ona yazık! Yazmasam, ‘Her şeyi yazmakla övünen’ bana yazık! E ne yapacağız şimdi? Toruna bakarsak, o çok iddialı. Kendine güveni on üzerinden yüz elli diyebilirim.

                                           **

Ama sorun o değil ki. Sorun; Hazırlandıkları bir sistemin, tam o minik ellerini uzatacakları zaman yok olup gitmesi, karşılarına başka bir sistem dikilmesi. Bazen yüzüme öfkeyle bakarken, beni de o sistemleri önlerine koyanlarla, aynı kefeye koyuyor diye düşünüyorum. Öyle bir bakıyor ki, benim de kesin ilgim olduğunu düşünüyor gibi. Sonra ikna ediyorum ama… 

                                             **

Eğmeden, bükmeden söyleyeyim; 2003’ten beri Milli Eğitim ile top gibi oynuyorlar! Bir iki yıl iyi gitse, üçüncü yıl sırt üstü yerde! Deneme yanılma yöntemiyle ancak bu kadar. İki dönemde bir, liselere girişte farklı, liselerden çıkışta… Ne olduğunu, neler olduğunu bilen varsa bana gösterin! ‘Yok, sınavlar böyle olsun’ , ‘Yok, sınavlar şöyle olsun’ E sonra olan, o senin, benim, 14, 15 yaşında gelecek peşinde koşan çocuklarımıza oluyor…

                                            **

‘Lise’ konusu her sene maalesef sefil! Anasınıfı, ilkokul derken, öğrenciler ortaokula yaklaştıkça, velilerin canını, dişini ‘Lise’ sarmalamaya başlıyor. Daha çocuklar ilkokul son veya ortaokulun ilk sınıflarında kalem-cetvel sallarken, veliler çoktan liseye geçmiş oluyor. Oluyor ama, nasıl bir sistemin geleceğini bilmeden, kara kara düşünerek oluyor!..

                                             **    

Birkaç gün önce Türk Eğitim Sen Sakarya Şubesi Başkan Yardımcısı Selman Koray Hoşbay’ın bu konuyla ilgili güzel bir yazılı açıklaması vardı. Noktasına, virgülüne kadar okudum. Hoşbay açıklamasında, MEB’in yeni Ortaöğretime Geçiş Sistemi kapsamında kaygıların arttığını söylüyor ve şöyle devam ediyor, ‘Bilindiği gibi sınavla öğrenci alacak liseleri ve kontenjanları açıklamasıyla birlikte tartışmalar daha da alevlenmiş başta öğrenci ve veliler olmak üzere eğitim camiasının tüm paydaşlarının kaygıları artmıştır..’

                                            **

‘..Ancak Fen liseleri ve sosyal bilimler lisesi dışında akademik olarak sadece bir Anadolu lisesinin sınava dayalı öğrenci alması ile ilimizin eğitimdeki hedeflerini karşılamayacaktır. Özellikle kurulduğu günden bu yana her yıl başarısını arttıran eğitimde bir marka değeri oluşturan Figen Sakallıoğlu Anadolu Lisesinin bu kapsam dışında tutulması akademik hedefleri olan öğrenciler için büyük bir handikaptır. Çocuklarını istedikleri okula yazdırmak için semt değişikliğine hazırlanan, kiralık ev arayan velilerin sayısı azımsanmayacak kadar çok olacaktır. Bu durumun yol açabileceği olumsuzluklara erken çözümler üretilmelidir..’

                                               **

Kim ne derse desin, bu konuda sorunlar büyüdükçe büyüyor ve çözülecek dereceye indirip bir türlü küçültemiyoruz. Deneme yanılma… Deneme yanılma… Sonuç koca bir SIFIR!!!