Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz günlerde, bu ilin renklerini taşıyan temsilcimiz Sakaryaspor ile ilgili kısa da olsa, görüş ve düşüncelerimi okurlarım ile paylaşmıştım..
AK Parti iktidarı döneminde, sporun da ne hale geldiğini, iyi idrak etmemiz gerekir!..
Başta büyük spor kulüplerimizden Fenerbahçe’ye reva görülen “kumpas” iddiaları ile “şike” ve dolayısıyla Fenerbahçe-Trabzonspor arasında yaşanan “şampiyonluk” olaylarını iyi hatırlamamız gerekir..
Maalesef Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sıkça rastladığımız, spor olayları ile ilgili radikal kararlar zamanında alınamıyor..
Son olarak, yine iki güzide spor kulübü olan Galatasaray ile Fenerbahçe arasında yaşanan “atışmaları” nereye koyacağız?
Yakışıyor mu?
Üstelik iki ezeli, dost kulübe!?
Örnek olmaları gerekmez mi?
Sporun, “kardeşlik, barış, yarış, centilmenlik” oyunu olduğunu unutarak, yeni kamplar, yeni saflar yaratmak, yeni küskün ve kırgın cepheler oluşturmak kime ne yarar sağlar ki?
Üstelik ülkenin bu hali durumu içinde!?..
Elbette bu durumdan geçici de olsa, kendine rant sağlayanlar olabilir.. Ama biz sağduyu sahibi sporun içinden gelenler, yöneticiler, ilgililer bu duruma meydan ve mahal vermemeliyiz..
Türkiye Birinci Futbol Ligi’n e yükselmiş, çıkardığı maçlar ve uzandığı kupalar ile güzide ekibimiz Sakaryaspor, iki defa bir üst kümeye çıkma şansı yakalamışken, bu şansını kullanamaması nasıl izah edilebilinir?
Ancak bu şansı, yine üzülerek ifade edeyim ki, iyi kullanamadık..
Bu anlamı ile Sakarya’nın üst düzey yönetimi, siyaset kurumu ve ilgililer, bu final maçları serisi sırasında, “umursamazlıkları “ ile sınıfta kalmışlardır!
Evet, ligi büyük bir özveri ile tamamlayan genç sporcular, final öncesi “ne haliniz varsa gidin görün” anlayışı ile yalnız bırakılmışlardır!?..
Oysa, bu dönemlerde sadece ayakta “taraftar” topluluğu takımlarının yanında yer alarak,yönetime destek olmuştur..
Bu taraftar topluluğu içinde de üzülerek ifade edelim Sakaryaspor’a zarar veren ve Sakaryaspor’u bir rant kapısı görenlerin varlığı inkar edilemez..
Hatta bu grup, kümeleşmeler hakkında birçok kişi,basın mensubu bile bir şey yazamamaktadır..
Fanatizmin egemenliği kabul edilemez!
Bunları neden anlatıyorum?
Eğer geçmişten ders almaz isek, geleceğe iyi yürüyemeyiz!
Geleceğe iyi yürümek, kararlı bir yönetim oluşturmak, iyi bir kadro kurmak birlik ve beraberlikten geçer!
Sakarya, maşallah futbol adına cömert bir il!..
Şöyle geriye baktığımızda, söyleyecek ne çok sözümüz, anlatacak ne destansı futbolcu ve maçlarımız vardır…
Bu topraklarda yetişen gençlerimiz hep zirveye çıktı..
Onların başarı öyküleri hala dillerde dolanır, gönüllerde yaşatılır…
Tarih içinde destanlar yazan yeşil-Siyahlı kulübümüz Sakaryaspor, bu İl’in rengi, bu İl’in temsilcisi, bu İl’in heyecanı, bu İl’in sesidir..
Buradan hareketle, son yaşanan olayları iyi irdelemek gerekir..
Sakaryaspor’u borç batağına iten nedenleri iyi analiz etmez ve bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmazsak o zaman bir kesim değil, bütünü ile kent sıkıntı yaşar!..
Neden bu güzide takıma transfer yasağı konmuştur?
Hangi futbolcuların paraları ödenmemiştir?
Kimler, bu futbolcu alış-verişinde rol oynamıştır?
Bugüne gelinmesinde hangi yanlışlara göz yumulmuştur?
Gelinen noktada borç ne kadardır?
Bir kere bunları iyi öğrenmek, anlamak ve ondan sonra belirlenecek bir yol haritası ile yola çıkmak gerektiğine inanlardanım..
Doğru, ya da yanlış ligin başında bir ekip, bu kulübe sahip çıkarak, bu takımı eski günlerine döndürmek için çaba sarf etmektedir..
Basına yansıyan ve yönetimde olan arkadaşlarımızdan edindiğimiz bilgilere göre, kulüp içinde yaşanan bir “sen-ben” kavgası, kulübe daha başlangıçta zarar vurmuştur..
Eski futbolcu,Teknik Direktör Bülent Uygun’un Sakaryaspor için ortaya koyduğu çaba ve sonrası yaptığı açıklamalar, bir spor adamına yakışmayacak niteliktedir!..
Hatta, bu açıklama,spor ahlakı ve centilmenliği de ötüşmemektedir!?..
Neyi pay edemiyoruz ki?
Hemen akla bu soru geliyor..
Neyi pay edemiyoruz?
Sakaryaspor’un hali ortada..Kütü bir başlangıç yapılmış, lige iyi hazırlanılamamış, ligin ilk maçına zar-zor çıkmışsın ve ikinci maçta ise yine fiyasko!
Ligin başında transfer ettiğin Hoca ile yollarını ayırmışsın, sonra yerine bir başka Hoca getirmişsin..
Yani tekrar işe sıfırdan başlama noktasına gelmişsin, sen çık bu bağlamda uzun bir basın açıklaması yap ve kendini mantar gibi suyun üzerine çıkarmaya çalış!?
Olmadı usta!?
Bilesin ki, bu uzun basın açıklaması ile Sakaryaspor’a yarar değil, zarar verilmiştir..
Hedefe koyduğunuz yönetici Yaşar Zımba’da, en az senin kadar, bu kentin değeridir..
Adın ne olursa olsun, biliyorsan ceketi çıkart, işe el at ve geride durma!?
Her gün bir başka ilçede, bir başka yörede bu İl’in sporu için koşmakta, koşuşturmakta olanlara çamur atmanın alemi yok!
Üstelik küçümseme niye
Nedir “Delikli Kuruş” yakıştırması?
Birbirinize hakarete varacak sözler edeceğinize, çıkın birlikte Sakaryaspor’un içinde bulunduğu durumu, enine, boyuna basın mensupları ile paylaşın ve kamuoyu neyin ak, neyin kara olduğunu anlatınız!
Alttan güreşerek, birbirinizin ayağına karpuz kabuğu koymanın alemi yok! Sakaryaspor, Sakaryalıların gözbebeği, dışarıdaki bayrağı ve simgesidir..
Sakarya’ya ve Sakaryaspor’a zarar verecek hallerden kaçınmak gerek..
İki de bir,” şu bu kadar para verdi, bu bu kadar para verdi, şuna teşekkür ederiz, buna teşekkür etmeyiz” türünden yaklaşımlarda hoş değil..
Esas olan Sakarya’ya, Sakaryaspor’a hizmettir..
Kimse Sakaryaspor’a, babasının kesesinden para akıtmıyor biline!?
Bu hizmete talip olanlar, elbette elini taşın altına koyacaktır..
Bu yolda ila da kişi ve yöneticilerin “Delikli Kuruşu” olması gerekmiyor!..
Madem senin “Delikli Kuruş”un var, neden yönetime talip olmadın usta!?
Sakaryaspor’a kimi yönetici olarak, kimi bu İl’in üst düzey sorumluları olarak, kimi futbolcu olarak, kimi de teknik adam olarak, kimi basın mensubu olarak hizmet etme yarışında olmalıdır..
Rant peşinde değil, kurumsal bir spor kulübü oluşturmak için herkes, ama herkes taşın altına elini koymalıdır..
Yoksa, bu kısır tartışmalar böyle sürer gider ve birbirimizi üzmekten öteye bir iş yapmış olmayız..
Her yıl aynı döngüyü yaşamamak, para aramamak için kurumsallaşmaya ve yeni gelir kapıları bulmaya, alt yapıya önem vermeye öncelik verilmelidir..
Sakaryaspor’a bu şekilde yarar değil, zarar verdiğinizi bilmelisiniz..
Lütfen biraz özveri, sabır, saygı ve sevgi timsali olunuz..
Spor adamına, sporcuya bu yakışır..
Sakaryaspor kimsenin babasının çiftliği ve rant kapısı değildir.. Herkes adımını buna göre atmalıdır..Zira değişen dünya şartları, ekonomik durum, siyasal gelişmeler, sen-ben ayak oyunları, Türk Futbolu’nu da yakından etkilemiştir..
Bu girdaptan Sakaryaspor’u çekip alacak, yönetici ve yeni anlayışlara ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır..
Palavra sıkmanın, kendini temize çıkarmak için ver yansın etmenin anlamı yok!
Kimin, kim, kimin ne olduğunu, herkes çok iyi biliyor..
Bize masal okumayınız!
20 Eylül 2019 Brüksel Yusuf Cinal

TEBRİK
Sevgili Tamer-Serap Büyü çiftinin “Ogedya” adını verdikleri bir evlatlarının dünyaya geldiğini öğrenmenin mutluluğu içinde, genç çiftleri tebrik eder, minik yavruya sağlıklı güzel talihler dilerim..
Maşallah!