Bence yönlendirmemeli de. Tabii, Demokrasi ve Hukuk Devletlerinde halkın oylarıyla seçilen Belediye Başkanları için doğru uygulamalar öyle emreder.

Belediye Başkanları, Şehir ve Kasabalarda yaşayan tüm halkın verdiği oylarla seçilir.

Riya değilse; seçildiği ilk günmedyanın önüne çıkıp, “ Ben bugünden itibaren, bir partinin değil, bana emanet edilen tüm Şehir Halkının Başkanıyım.” derler.

                                                              **

Tabii, O sözün Siyasi Ayrımsız tutulduğu da pek görülmez. Tabii, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gibi istisnalara söyleyecek çok da sözüm olamaz.

                                                               **

Şu gün, Büyükşehir veya bir belediye başkanı olmak; milletvekili, bakan, başbakan olmak hiç öyle göründüğü kadar cazip bir iş değil.

O konumlarda olup da; gerine gerine, “ Makamda ben varım. Özgür irademle ben yönetiyorum.” diyebilene aşk olsun. 

Ki; iş, “ Belediye başkanları parti il başkanının sözünden çıkmayacak.” aşamasına gelip dayanırsa, Kent Yönetme İradesi paramparça da olur.

                                                                 **

Doğru zamanda, doğru yerde, doğru ihaleyle, yüzde yüz doğru yapılamayan işlerin sorumlusu kim olacak? Her şey Yönetmek için Seçilene sorulur.

Kadroyu Belediyeyi Yöneten yapmazsa, verimsiz kadro hesabını kim verecek?

Demokrasiye ve Hukuka aykırı yönleri saymakla bitmez; siz devam edersiniz.

                          

                 ŞEHRİ TRAFİK ÇIKMAZINDAN TRAMVAY KURTARIR;   

                   MİLLİ TREN İSE O MASALI YAZANI BİLE KURTARMAZ !

TÜVASAŞ etrafında, “ Milli Tren “ geyiği devam ediyor.

TÜVASAŞ Camiasından pek ses yok; işi tıkırında olanlar tam siper. Eleştirene, siyaset, fabrika yönetimi, hatta çalışanların temsilcileri bile alttan tepkili.                                                                             

                                                           **

TÜVASAŞ’ın çekirdekten yetişmiş deneyimli çalışanları, Metin Yerebakan’ın RAYBÜS’ünü bugün anlatmalı. Hala da çalışan RAYBÜS, MİLLİ TREN değil miydi?

Ortadoğu’ya ihraç edilecek denilen, koca bir şehri aydınlatacak güçte elektrik enerjisi üretecek denilen “ Jeneratör Vagon “ üretimine n’oldu?     

                                                                  **

Sözü Şehrimize getireceğim bilinir. Ulaşım Konforunu şehrim çok hak ediyor.

Sakarya Büyükşehir’in Raylı Sistemi nasıl olmaz? Büyükşehirler arasında değil Raylı Sistemi, Raylı Sistem Projesi bile olmayan bir tek belediye kaldı mı?

Üstelik; bu ülkede Raylı Sistemi ilk üreten şehir olabilecekken?

İstanbul’un denizaltı metrosu trenlerinin iç kapısında, “ Bu araç Adapazarı ROTEM fabrikasında üretilmiştir.“ yazıyorsa, ben nasıl utanmam?

Raylı Sistem için en mükemmel doğaya sahip Adapazarı’nda Raylı Sistem yok. Şehir trafiği günün her saatinde, her noktada hayatımızı kilitlerken tablo bu.

                                                                **

Bu işin arkasında ne İŞ var bilinemiyor? Seçilmiş İktidar bile konuşamıyor.  

Oysa, Şehir Halkı bu işi ilk seçimde İktidardan sorar. Hatta, Şehir Halkı  somut Raylı Sistem Projesi ile önüne çıkacak adayları şimdiden teşvik bile edebilir.    

                                       SİYASET NASIL İŞLER ?

Sosyal medyayı pek izlemem ama, kimi zaman öylesine cuk oturan örnekler oluyor ki, toplumla paylaşılması sanki şart.

Ki; siyaset üzerine yazılanlar son yıllarda birer kalıcı nasihat gibi. Buyurun:

                                                     **

“ Oğluma, ‘ Benim seçtiğim kızla evleneceksin ’ dedim.

          ‘ Hayır ’ dedi.

          ‘ Ama ülkenin en zengin adamının kızı ‘ dedim.

          ‘ Peki ‘ dedi.

Ülkenin en zengin kişisini aradım ve ‘ Kızının oğlumla evlenmesini istiyorum ‘ dedim.

            ‘ Hayır “ dedi.

            ‘ Ama oğlum ülkenin en büyük bankasında Ceo ‘ dedim.

            ‘ Peki ‘ dedi.

Ülkenin en büyük bankasının sahibini aradım, oğlumu bankasında Ceo yapmasını istedim.

            ‘ Hayır ‘ dedi.

            ‘ Ama ülkedeki en zengin adamın damadı ‘ dedim.

            ‘ Peki ‘ dedi.

İşte siyaset böyle işler ( MİŞ )