ÇARK CADDESİ, ORADA, ŞU GÜNLERDE MUHTEŞEM ÇINARLARI İLE BİR HARİKA : -)

Şu günlerde, Gümrükönü’nden Çark Caddesi’ni yürüyün. Nuri Bayar okulundan, Atatürk Stadı’na kadar, O Çınarlı Muhteşem Galeri’den geçin.

İstasyon Caddesi ile TÜVASAŞ önünde de aynı şahane Kent Zarafeti vardır.

Çark Mesire bile, her tarafından tek tek Ekmek Teknesi Mekan’a dönüştürülse de, Çınarları ile şehrin hayatında kalabilen Yüzlerce Yıllık Tarih Zarafeti’dir.

**

Zeki Aydıntepe’nin, “ Atatürk Stadı ve Altyapı Arazileri Millet Bahçesi “ yapılmalı, gibi özetleyeceğim yazısını okudum. Siyasi oluşumlar ve kuşkusuz tüm şehir O öneriyi sonuna dek izleyip, desteklemeli.

Adapazarı; Sakarya Nehri-Serdivan-Erenler-Arifiye--Yenikent arasında kördüğüm oldu. Şehir; konut yığılması, oto mezarlığı haliyle yaşanmaz halde.

Çark Deresi Bandı+ Kent Park ile Çark+ Atatürk Stadı+ Altyapı arazileri birleşmesi Kente can simidi olabilir. Tabii, projeyi şehir iyi izler, katkı verirse?

Uydurma çocuk parkları ile yeşil alan yaratmak; ulaşıma da çözüm değil. 1 saat Otopark 7-8 TL. 2 saat 10, günlük 20 TL. Yine de tek arabalık boş yer yok.

Sokak(?)lardaki parkomatikler; 1 saat 3,5 TL., 2 saat 10…Araba konforumuz çok ayıplı, çok. Bakın Müftülük yanındaki Katlı Otopark bomboş ve ucuz da : -)

**

İmam Hatip Lisem’in enkazı önündeyim. Askeri Lojmanlar da yıkılmış. Ortaya muhteşem bir alan çıkmış. Acaba orada, kimin nasıl bir PROJESİ var?

RANT pusudadır. Ama, Şehir es geçmemeli. Siyasiler de; Israrla sormalı. Orası kimsenin babasının malı değil; Şehrin! Proje varsa, şehir şimdi bilmeli; katkı da vermeli.

ARGE+ PROJE ARAŞTIRMA BİRİMİ,

CIO+BASIN BÜROSU+DANIŞMANLIK : -)

Muhteşem Yüzyıl dizisinin tartışıldığı ve Kanuni’nin oğlu Şehzade Mustafa’nın katline olur verdiği günlerde, Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin dini icazeti de çok konuşulmuştu.

İşte tam o günlerde okuduğum bir yazıda; “ Padişahın aklından geçeni doğru okuyamayan Şeyhülislam’ın zekasından şüphe ederim!” görüşü harikaydı.

O görüşün haklılığı günümüzde de, gelecekte de tartışılır. Bence, doğru olan, “ Hünkar’ın beklediği cevap ve kendi kelleni kurtarmaksa.” orda durmalı.

**

Bu anlayışın ülkemizde, maddi-manevi en kötü uygulandığı alanlar nerelerdir?

Kimi Özel Sektörler ile Kimi Özel Üniversitelerdeki; ARGE-Proje Araştırma birimleri ile Danışmanlık ve Basın birimlerini ayrı tutarım…Amaaa…

dünyayı, çağdaş ilimi-bilimi yaşayışımızda doğru yere oturtamamışız. “ Hünkar’ın beklentisini çözmek !” gibi bir; ARGE-Proje Araştırma, Basın ve Danışmanlık anlayışı var gibidir.

Basında ne kadar yer aldığın, gündemde ne kadar çok önemsetildiğin, popülariten varsa, O bölümler başarılı sanılır.

Yani; bizde Beka, Hünkar zirvedeyse var : -) gibidir.

**

Sözünü ettiğim ve benzeri meslekler, aslında ülkemizde bilim adamları için bile, en son yapılacak işlerdir. Bizde her gün, her ay Proje beklenmesi şaşırtıcı değildir. Ama, ARGE, Proje Birimi 2-3 Ay bir şey uydurmasa (?) işi biter mi?

Gazete ve dergilerde her gün haberi, fotoğrafı çıkan hiç bir Seçilmiş-Atanmış Yöneten bu anlayışın seline sürüklenmesin.

İnanın; fazlası kendi evinizde bile az zaman sonra itici olacaktır, olur!

GAZETE SATILMAYAN

KİTAP SOKAĞI AYIBI KİMİN ?

Sakarya Büyükşehir Başkanı Sayın Zeki Toçoğlu’na, belki yerel basında daha önce yer almıştır ama, bir Gazetecilik Şikayeti yapıyorum:

“ Kitap Sokağı- Keyifli Ramazan Günlerinin Adresi!” ni boydan boya gezdim. Şehrin 300-400 binlik nüfusunu ne kadar temsil eder, bunu tartışmam ama;

Her iki başta, girişte eskiden gazete satan büfeler vardı. Hala da var. Ulusal basından önce, Yerel Gazetelerin en kolay bulunacak yerde olması önemlidir.

Üstelik hem de bu zamanda : -) Yerel Gazeteleri kolayca bulmak zor olur mu?

“ Bizde yasak yok! Büfeler gazete satmak istemiyor!” da denebilir. Ben de o zaman döner;

Yerel Gazetelerin 2 önemli oluşumu Gazeteciler Cemiyeti’ne de, Gazeteciler Birliği’ne de bu durumu sorarım: Kitap Sokağı’nda neden Yerel Gazeteler yok?

**

Zeki Başkan’a, Vali Okutan zamanında sorulan bir soruya verdiğim cevabı da anlatayım. Valiliğin yeni bir kitabı çıkmıştı.

Valimizin, kitapta 60’a yakın fotoğrafı vardı. Bana da,“ Kitabı nasıl buldun?” diye soruldu. Soru, olumlu cevap beklenir gibiydi. Ben,“ Valimizin çok nefis 60 fotoğrafı var!” deyince, galiba bir tek Valimiz ne dediğimi anladı : -)

Kitap, dergileri olan Özel ve Kamu Oluşumlarında bir tık ötesi İÇTEN iticidir!

**

Büyükşehir’in, siyasi yapısına uygun değerli ve kaliteli baskılı kitap ve dergileri var. Yıllık harcaması da kallavidir. Başkan bilsin; basım adedi, baskı kalitesi işe yarama-işlev göstergesi değildir. İsteyen Resmi ve Özel Meclislere okuma ve saklama oranını sorsun!

Baskı adetleri, basım zamanları, kalite doğru seçilir, sayfa sayıları azalabilir; masraf da yarıya inebilir.