Sevgili okurlar,
Biliyorum, Türkiye seçime gidiyor..Türkiye seçime giderken, bizim hariçten gazel okumamız elbette hoş değil..
Ama, Türkiye gerçeklerinin hem iç, hem de dış boyutu olduğunu unutmayalım!
Yani, içteki gelişmelere paralel olarak, dıştaki gelişmelere de kulak vermeliyiz!
Geçtiğimiz günler, Türkiye dışında yaşayan Türk vatandaşlarının varlığı ile ilgili rakamlar yayımlandı..
Bu rakamlara bakılırsa, Belçika’da 240 Bin Türk vatandaşı yaşıyor..
Evet, 240 Bin Türk vatandaşından söz ediyorum..
Belçika’ya ilk olarak, Türk işgücünün 1961’li yıllarda geldiğine dair önemli bilgiler var..Bir grup vatandaşımız Almanya’ya gelir..Daha iyi iş imkanları arayışları sırasında, yolları Belçika’ya düşer ve Belçika’da kalıp çalışmaya başlarlar..
Bu ilk vatandaşlarımızın Kayserili olduğunu ve 1961 Yılında, maden bölgesi Heusden /Zolder’e geldiklerini belirtelim..
Aradan geçen iki yıl sonra, 1963 Yılında, ilk Türk işgücü kafilesi de Belçika’ya ulaşır..
Birinci ve ikinci uçak ile Türk işgücü kafilesi Belçika’ya ulaştırılır. Ancak, Üçüncü kafile hazırlıkları yapılırken, talihsiz bir şekilde THY’na ait o uçak düşer!..Uçağı bekleyen yolcular, Ankara’da perişan olurlar..Yolculuk iptal edilir, bir kısım yolcular evlerine döner, bir kısmı ise, “ Biz Belçika’ya gitmek üzere vedalaştık!..Burada kalıp, Belçika’ya gidişi bekleyeceğiz “diyerek,Ankara’dan ayrılmazlar..
İşte bu uçakta, benim yakınlarımdan, Sakarya, Akyazı İlçesi Alaağaç Köyü halkından, Ali Öztürk ve arkadaşları da bulunuyor..
Belçika’ya gelişleri, sevinçleri, çalışma koşulları, hasret ve düşüncelerini, çokça dinlediğim Ali Öztürk’ten..
Halen hayatta olan ilklerdendir..
Yaz aylarında Türkiye’de, kış aylarında Belçika’da yaşamını sürdürüyor..Allah sağlıklı günler nasip etsin!..
Belçika’ya ayak basan Türklerin ilk adresleri Heusden/Zolder, Beringen, Genk ve çevresi ile Liege, Charleroi kömür havzaları olur..
Eli kazma, kürek tutan bu ilkler, maden ocaklarında bir ömrü tüketir..
Geleceklerini garanti altına almak, geçimlerini kolaylaştırmak, çiftine, çubuğuna bereket katacak olan bir traktör satın almak, bir ev sahibi olmak, köyün güzeli ile evlenme hayalleri kuranların, geldikleri ülkelerde şimdi durum nedir?
İşte bu karda ilk iz yapanların çocukları, torunları Belçika’yı mesken tuttular..
Yani o ilklerin geri dönüşü hayal oldu!
Gelecek kaygısı ve Türkiye’deki ekonomik şartlar, bunda etkin rol oynadı..
Kısacası, çok sevdikleri, hasret içinde oldukları ülkelerine dönemediler..
Hala da dönmeyi düşünmüyorlar?..
Neden mi?
O ilklerin çocukları, artık Belçika’da işveren oldu, kimi siyasete girdi, kimi memur, kimi, doktor, kimi eczacı, kimi muhasebeci ve kimi de halen işçi konumunda yaşam mücadelesi içinde bulunuyor..
Sakarya’dan yurt dışına gidenlerin en yoğun olduğu ülke elbette Almanya.. Almanya’nın dışında, Belçika, Hollanda, Fransa, Avusturya ve diğer ülkelerde de hatırı sayılır bir Sakaryalı nüfusu var..
Belçika’da Sakaryalıların en yoğun olduğu kent Beringen, Maasmechelen ve diğer kentlerdir..
Belçika’da dünyanın hemen her yanından yabancılar ekmek kavgasında elbirliği yapıyor..
Böyle çok kültürlü bir ülkede, Türkiye’nin her yanından insanımızın da yaşadığını söyleyelim..
Ama en çok Afyon, Konya, Karadeniz bölgesi ile diğer illerden vatandaşlarımızın yaşadığı Belçika’da, en çok tercih edilen kentler başında, Brüksel, Anvers, Gent, Liege, Limburg bölgesi kentleri ile Namur geliyor..
Bu kentlerde yerleşik konumda olan vatandaşlarımız, kendi derneklerini, camilerini, işyerlerini kurarak, bir arada yaşamaya büyük özen gösteriyorlar..
“Bölgecilik”, Belçika’da yaşayan Türklerin bir türlü vazgeçmedikleri bir ayrışmanın da adı…
”Hemşericilik” bağlamında, bölgecilikte birliktelik yapanların varlığı yanında, siyasi birliktelikler, tarikat yandaşlığı, futbol fanatikliği de insanımızın ayrışmasında önemli rol oynuyor..
Bu ayrışma, yerleşik duruma geçmede de çok etken..
Mesela, Afyon yöresi vatandaşlarımızın büyük bir bölümü(Emirdağlılar, Bolvadin, Bayat ve diğer ilçe halkı) Brüksel, Gent ve Anvers’i tercih ediyor..
Mesela, bir parti lider çıkarmış olan(Meryem Almacı –Groen, Flaman Yeşiller Partisi) Isparta Yalvaç İlçesi vatandaşları Sint-Niklaas’da bir arada yaşamayı tercih etmiş..
Belçika’ya geldiğinizde,Türkiye’nin her yöresinden insanları, farklı adreslerde bir arada bulabilirsiniz..
Belçika’da yaşayan ve akılları hala Türkiye’de olan bu insanların, elbette sorunları da yok değil..
Hem Belçika’da, hem de Türkiye’den kaynaklı sorunlar bitmek tükenmek bilmeyen bir baş döngüsü içinde anlatılır ve çözüm önerileri beklenir..
Bu sorunlar içinde, “milli çizgilerimiz” dediğimiz,
“-PKK Terör örgütüne karşı durmak,
-Sözde Ermeni Soykırım kararlarına karşı duruş sergilemek,
-FETÖ Terör Örgütü Yapılanması’na karşı, hükümetin yanında yer almak,
-Belçika-Türkiye ilişkilerinde yapıcı rol üstlenmek,
-Basında yer alan Türkiye karalamalarına cevap yetiştirmek,
-Türkiye’nın tanıtımlarına katkılar sunmak..” konuları gelir..
Dahası da var elbet..
Belçika’nın 11 Milyon nüfusu var..
Ülke “monarşi” ile yönetiliyor..
Kraliyet Ailesi altında, Parlamento ve üç siyasi bölge var.. Üç siyasi bölgenin de parlamentoları ve hükümetleri mevcut..Ülkede federal hükümet ile birlikte üç hükümet daha işbaşında..Belediyeler ise özerk yapı içinde çalışmalarını sürdürüyor..
Federatif bir yapı içinde, Belçika’da bu sistem de sorgulanmıyor değil..
Türkiye, 1847 Yılında Belçika’nın bağımsızlığını tanımış..
Ülkede, Türkiye’nin üç büyükelçisi ve iki başkonsolosu görev yapıyor..
Bu bakımdan bir ülkede üç büyükelçisi olan bir Türkiye ile Belçika arasındaki sorunlarda yok değil..Bu sorunların, federatif yapıdan da kaynaklandığını belirtelim..
Fakat, bu sorunlara rağmen Belçika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gayet iyi yürütüldüğünü de söylemeliyim..
Ülkede Flamanca, Fransızca ve Almanca dilleri resmi diller arasında bulunuyor..
Bu dillere Arapça, Türkçe ve diğer diller yanında İngilizce’yi da katarsak, ülkenin çok kültürlü yapısını daha iyi anlarız..
Türkiye, Mart’ta yerel seçime gidiyor..
Belçika ise Mayıs’ta seçime gidecek..
Siyasi haberleri bir kenara bırakarak, Belçika-Türkiye arasındaki ilişkilere köprü olan “Belçikalı Türkleri” konuşmaya devam…
Gününüz aydın, sofranız bereketli , yaşamınız ve gönlünüz hoş olsun!