Sevgili okurlar,
Fırsat buldukça sizlere, Belçika’dan sosyal, kültürel, ekonomik gelişmeleri paylaşmaya özen gösteriyorum..
Hem fikir jimnastiği yapma, hem bilgi dağarcığınızı yoklamak, hem de çevremizde ve Türkiye dışında olup bitenlerden sizleri haberdar etmek, bu manada bilgilendirmek istiyorum..
Paylaşılmayan bilgi ne işe yarar ki?
Bu arada Türkiye’den de güzel haberler alıyoruz..En azından ülke bir seçim havasına girdi..Özellikle ülkede seçimlerin yapılacak olması çok önemli..Adaylar belirleniyor, atanıyor, kentlerde ve ilçelerde farklı bir heyecan var..Bunlar demokrasinin güzellikleri elbet..
Mesela Belçika’da yeni yapılan, yeni dediğim şurada 14 Ekim 2018 Pazar günü yapılan  seçimlerden söz edeyim..
Çeşitli partiler seçimlere giriyor..
Bu siyasi partilerin en doğal hakkı..
Bir de bağımsız seçimlere girenler var..
Bu da yine, kişi bireysel özgürlükleri içinde yer alıyor..
Siyasi partiler, seçim ittifakları yapıyor, yapabiliyor..
Bu Belçika için olmazsa, olmaz bir durum!..
Birbirlerine yakın ve belli konularda uzlaşan siyasi partiler,”seçim ittifakı” pekala yapabiliyorlar..
Bir de bağımsız “ başkanlık listesi” oluşturma hakkı var..Bu durum ise gerçekten çok önemli..
Mesela, bir siyasi parti kökenli lider veya aday, kendi başkanlık listesini hazırlayarak, seçimlere girebiliyor.. Burada parti rozetleri bir kenara bırakılıyor..Birlikte bir “ekip  ruhu” içinde çalışmalar yapılıyor..Sonuç alınınca işte oradaki sandalye dağılımı başka oluyor..
Diyelim ki,”Yusuf Cinal” olarak Sakarya Büyükşehir Belediye seçimlerine  bir liste hazırlayarak girdim..
Bu liste “Başkan Listesi” olarak tanımlanıyor..Listede ortaklık yapacağımız siyasi parti kontenjanları ve bağımsız adaylarda var..
Sakın ha, böyle bir niyetim yok! Sadece bilgilendirmelerde bulunuyorum!..
Seçimlerden başkan en çok oyu aldı..Başkanlık koltuğu garanti..Sonra en yüksek oyu alanlar,”başkan yardımcısı’ olarak koltuk sahibi oluyor..Burada bazen, biraz düşük oy alsa da temsil ettiği toplum açısından önemi öne çıkan bir aday varsa, uzlaşarak, o adaya “başkan yardımcısı” görevi verilebiliyor..
“Peki başkandan, daha fazla oy alan bir aday olursa ne olacak?”  
Böyle bir durum oldu..
Brüksel’in Saint-Josse Belediyesi’nde PS’li Jean Demanez’den fazla oy alan Türk kökenli Emir Kır, böylece başkanlık koltuğuna oturdu..
Bu bir olgunluk ve geleneksel bir temayül olarak, fazla oy alan listebaşı olmasa da, başkan olarak mazbatasını alıyor..(Parti kararı da önemli tabii)
Bir de seçimlerde oy kullanacaklar için, bir parantez açalım;
Evet, oy kullanmaya gittiniz, listede olanların tamamına oy kullanabileceğiniz gibi, birine de tercihli oy kullanma hakkınız var..
Yani, Belçika’da,“tercihli oy kullanma hakkı” bulunuyor..
Yapılan seçimlerin sonuçlarına göre, başkan ekibini kuruyor, başkan yardımcıları ve görev alanları belirlendikten sonra üyeler arasında da görev dağılımı yaparak, göreve başlanıyor..
Unutmayalım ki, Belçika’da yerel yönetimler çok önemli..
Başkan ve başkan yardımcılarının eğitimden, sağlığa, polisten, belediye kurum ve kuruluşlarına kadar, her alanda sorumlulukları var..Belediye vergi koyuyor, vergi topluyor, güvenlik güçlerini yönlendiriyor..
Tam bir bakanlar kurulu çalışma düzeni içinde bulunuyorlar..
Bu arada seçimlerin adil, eşit bir platformda şeffaf olarak yapıldığını ve sıkı bir denetim söz konusu olduğunu söyleyelim..
İşte bu denetimler sırasında 2Bin Euro’luk bir harcama hakkında delil sunamayan Türk kökenli Genk Belediye Başkan Yardımcısı Ali Çağlar’ın koltuğundan olduğunu hatırlatalım!
Öyle,”ben seçilmişim..Beni halk seçti” türünden yüksek bağırma ve çağırmaları hukuk dinlemiyor..
Varsa, yoksa hukuk tabii!
Herkesin güvendiği hukuk sistemi elbette!
Şimdi gelelim, Türkiye’ye ve seçimlere..
Şimdi Türkiye’de siyasi partiler, belediye başkan adaylarını atıyorlar..Belediye meclis üyelikleri için de adaylıklar söz konusu..Başkan yardımcısı ise dışarıdan ve meclis üyelerinden atanabiliyor..
Yani karar siyasi partinin elinde..
Belçika’da da nihayet hazırlanan listeler, ilçe seçim kurulları onayına sunuluyor..Buradan onay almak çok önemli..Hem seçim öncesi, hem de görev dağılımı sırasında, illa ki, parti il ve ilçe örgütü onayı gerekiyor..
Elbette Belçika ile Türkiye’ye karşılaştırmak ne kadar doğru bilmem ama, burada da, orada da bir seçim yapılıyor..
En azından, yapılan seçimlerle ilgili, genel bir değerlendirmemiz gerekirse, karşılaştırma için iyi bir örnek..
Adayların, adaylıkları..
Şeffaflık, temizlik, sevilirlik..
Liyakat..
Halkın kabulü, yeterlilik..
Ve diğeraranan hususlar, yerel yönetimlerde çokça öne çıkıyor..
İktidar baskısı, iktidarın devletin, belediyelerin imkan ve kabiliyetlerinin kullanması, hemen, hemen imkansız..
Herkes eşit, bir şekilde yarışa giriyor..
Ülke, bu güveni, bu kolaylığı tüm adaylar, siyasi partiler için sağlıyor..
Belçika’da da yüzde 5 seçim barajı var..
Zaten çok sayıda olan siyasi partilerin ve adayların önü, yani seçime gireceklerin sayısı  bu barajla asgariye indiriliyor..
Önemli olan halkın önüne konan seçim sandığından, liyakatli, ili, ilçeyi yönetecek olan, ihlaslı, iyi niyetli, sevilen, rüştü tartışılmayan, kabiliyetli ve liderlik vasfı ile yapabilirliği öne çıkanları seçebilmektir..
Yani, seçebilmektir!..
İnsanımızın bunu da, başaracağına inanıyoruz..
Allah yardımcıları olsun!