Sakaryaspor, Eyüp’ü, mehteran bölüğünün maç öncesi verdiği, tarihin derinliklerinden bugüne taşınan, mehteran şovunun verdiği rahatlık içinde, zor yendi. Zor kelimesine ayıp ederiz, şans, talih, kader, kısmet, ballı tabir edeceğimiz bir golle yendi. Bu maçın içinde yaşananları yazmaya kalksam, size bol bol Eyüp’ü anlatırım. Bu nedenle oynamadan, üretmeden, kaleci Oğuz’un kurtardıkları eşliğinde gelen üç puan, rakibin kendi kalesine attığı golle kazanan bir takım için, bende ileriye taşınacak iddialı sözler yok. Ne güzeldi? Sadece üç puan. Ne güzeldi? Dört maçtır kazanmak güzeldi. Ne güzeldi? Kazanırken umutlanmak. Futbol topu bazen hayalleri olan takımlara buna benzer ikramlarda bulunabiliyor. Pazar günü Eyüp önünde şans-talih torbasından bize, üç puan ikramiyesi çıktı. Başka ne diyeyim ki bilemiyorum. Kaleci Oğuz dışında üç puanın içinden çıkacak bir oyuncu ismi bende yok. Yok! ama bu takım nasıl kazandı? Dedik ya, şans, talih, kader, kısmet, bir o kadar da Eyüp takımının gol noktalarındaki beceriksizliği, pazarın futbol hikâyesini Yeşil-Siyah olarak yazdı.