Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “ Yerli ve Milli Tarım için Ata Tohumlarımıza sahip çıkmalıyız.” diyor. Ama, “ Lafta Milli “değil, yapıyor.

“ Kampanyayla, köylerde sandıklarda unutulan ata tohumlarından sebzeler üretilmeye başlandı.” diyor ve icraatları anlatıyor.

Aydın BŞ.Bld.’si Yenipazar’daki Üretim Sahası’nda, kendi ziraat mühendisleri ile köy pazarlarında tezgahı olanlara Ata Tohumu Bilinçlendirme Eğitimleri veriyor.

*

Ata Tohumları ile Yerlilik, Millilik ve Üretme konusunda Aydın’da bir kadın belediye başkanı çığır açıyor. Toprağımızda, Tohumumuzla, kendi Emeğimizle.

Gıda üretimi kendine yeten 7 dünya ülkesinden biri olan Türkiye; mercimek, pamuk, fasulye ve genetiği bozulmuş sayısız gıda ithal eder olmuştu.

Sakarya da, bunu yeniden hayata geçiren idealist bir avuç insanı izlemeli.

*

İnsanlar şehirlerden hızla köylere kaçıyor. Temiz hava, özgün-doğal sebze, meyve, gıda bulacağı köylere kaçış var. Şehir de zaten 20-25 dakika ötede.

*

Sanırım; Sakarya’da şu anda belediye başkanı olanların hemen hepsi Köy Kökenli. Ama, ne gariptir ki, hepsi sanki Köyü Şehire çevirme merakında.

Bende var bir gariplik : -) Anam-Babam Bosna’da, % 500 köyde doğmuş. Ahır kokusu, öküzün çektiği harman döveni, mısır-kabak tarlaları burnumda tüter.

Patatesi, Kabağı yok; Ayçiçeği de yok, mısır da. Pancar şekeri yok, şeker şurubu her tatlıda. Limon limon değil; Karpuz bile artık kabak.

Yazlık Köyü’nde, SAKARYA’ya AİT Şeker Pancarı Araştırma Çiftliği vardı; yok. Arifiye Tohum Üretme’yi de katlediyoruz. Milli Belediye Aydın’da var gibi.

Çalışan ezilir; kime oy verir ?

Hafta içinde, dünya servetlerinin en büyük kısmına bir avuç kişinin sahip olduğunu medyadan bir kez daha okuduk, izledik.

Çalışıp, üreten, hayatı tırnaklarıyla kazıyanlara hayranım. Asalak Kraliyet (?) gibi aileleri hiç çözemem.

Anadan doğma asaletli, saygıya layık görülenleri hiç aklım almaz. Yönetilen Geniş Halk Kesimlerini anlayabilmem içinse çok fırın ekmek yemem lazım?

*

Çalışan, üreten geniş halk kitlesi olmasa hepimizin hali harap.

Çalışanların sendikaları, lise yıllarımızda ve sonraki 10-15 yılda görkemli bir dönem yaşadılar. Önceleri iyi yönetilen süreci sendikalar devam ettiremedi.

mücadelesi sonunda siyasetin elinde şekillenir oldu. Siyasi iktidarlar, daha çok kamuda, kendi eğilimlere göre sendikalar yarattılar.

*

Yine de, her şartta bağımsız sendikacılık yapan ve sözleşme masalarında işverenle görüşmelerini olaysız sürdüren, grev karar da alanlar ayaktalar.

Keşke herkesi mutlu eden sona kolay ulaşılabilse. Türk Metal Sendikaları, görüşmeler istedikleri gibi anlaşmayla bitmeyince grev kararı almıştı.

Hükümet Milli Güvenlik gerekçesi ile grevi erteledi. Bekleyip göreceğiz.

Önemli bir aşama; çünkü ülke ihracatının belkemiği o işçilerin emeğinden. Siyaset kimin tarafında acaba?

*

Sendikal süreç böyle de. Benim asıl merak ettiğim; İşçi-Memur, Çalışan büyük kesim artık, ülkeyi yöneten siyaset sahnesinde, TBMM’de neden çok az?”

SAÜ Araştırma Hast. Acili’ndeydim !

AKP İktidarı, hala Ülkede her şeyin harika gittiğine dair masallar yazıyor.

Ama, hepsi masal. İşte Sakarya’da hiçbir şey artık eskisi gibi değil. N’oldu; hani halk artık hastanelerde bedava şifa bulacaktı?

15 Yılda hastaneler hastanelik oldu. Şu anda hasta bakacak halde değiller.

*

gecesi Adp. İzmit cd.’de Araştırma Acili’ndeydim. Nasıl kalabalık. Belki de bana öyle geldi. Çok daha kalabalık zamanları oluyordur.

Saat 22.00 değildi; iki doktor vardı, önümüzde de 46 hasta. Bir o kadar da gelen oluyor. Doktor odasına girmek çıkmak 7-8 dakika.

Hiç bir doktorun bu şartlarda sağlıklı olması mümkün değil. Hastamın yüzüne bakarak dinlemesi bile erdemdi; tavsiyesi ve ağrı kesici iğneye göndermesi de.

Enjeksiyon yapan hemşire sanki ağrı kesici iğneleri toptan hazırlamış. Reçeteyi verdik, şuraya gir yat demesi, iğne elinde gelmesi, yerine dönmesi 2 dakika. Yüzümüze bakmadan sorumuzu savması, sıradakini çağırması 5 saniye…

*

“ Doğurun, 3 de yetmez, 5 doğurun “ diyen, AK Parti sorunu yaratan olarak çözüm de bulmaya mecbur. Bu Yönetimler ve Milletvekilleri ile de çözüm yok.

Siyasi Yönetenler, kaç yıldır 1000 Yataklı Şehir Hastanesi yapacağız demedi mi? Şimdi, yer hazır, Hükümeti bekliyoruz demeleri masal değil de nedir?

*

SAÜ Tıp Fakültesi, Sağlık İl Müdürlüğü kadroları, mekanları, bütçeleri ikiye katlanmadıkça bu tablo asla değişmeyecektir. O zaman, beceremeyen değişir.