Bizim Sakarya’dan merhaba…

İlginç olayların yaşandığı bir haftayı geride bıraktık.

Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın açıklamasına yapılan ağır eleştiriler ve bu eleştirilere karşı verilen tepkiler, hafta boyunca yerel gazetelerin birinci sayfasını kapladı.

Hafta sonuna ise CHP ile İYİ Parti’nin seçim işbirliği damgasını vurdu.

Ergün Atalay’ın açıklamasına yapılan eleştirileri, ne de bu eleştirilere gösterilen tepkiyi anlamak mümkün.

Ergün Atalay Türk İş’in Genel Başkanıdır ve temsil ettiği kitlenin haklarını korumakla mükellef bir kişidir.

Yaptığı açıklama da çok nettir.
Bir soruna, bir sancıya işaret etmiştir.
Şunu demek istemiştir, (komisyonda olduğu için kendisini de içine katarak) ‘Biz Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak bu ücrete çalışanların makul karşılayacağı bir rakam belirlersek sorun yok.”
Onun ağzından çıktığı şekliyle: “Bize bağlı”…

Yani asgari ücreti belirleyenlere bağlı…

Asgari ücret açlık sınırının altındadır.
Bunu anlatmaya çalışmış ve bir tehlikeye dikkati çekmiştir.
Birkaç ay önceki krizde, ‘İşçi elini taşın altına koyacak’ dediği için de şimşekleri üzerine çeken Atalay, bugün sayıları 10 milyona yakalaşan asgari ücretinin geldiği noktayı özetlemiştir.
Ne yazık ki, hükümete ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığına rağmen onun sesi de boğulmaya çalışılmıştır. Her iki taraftan gelen tepkilere bakılırsa bunu da başarmışlardır.

Bunu bir ayaklanma çağrısı olarak yorumlayanlara söylenecek fazla bir şey yok. Kasıtlılar ya da anlama özürlüler. Her iki halde de onların düşüncesini değiştiremezsiniz.

Peki, Ergün Atalay’ın ne söylediğini anlamak, bu sözlere destek vermek yerine onun vatanseverliğine şahitlik edenlere ne demeli?

Diyecek çok şey var da, o başka bir yazı konusu.
Bu yazıda diyebileceğim şudur ki, Ergün Atalay’ın bu tanıklığa ihtiyacı yoktur.
Onun temsil ettiği emekçilerin beklentisi de farklıdır.
Tepki gösterilen o açıklamanın doğru anlaşılmasıdır.
Bunun için çaba harcanmasıdır.
Bir bardak suda fırtına kopartmanın kimseye bir faydası olmayacaktır.

***

Haftanın önemli gelişmelerinden biri de, CHP’nin Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için İYİ Parti adayını destekleme kararı almasıydı. CHP tabanında ilk anda rahatsızlık yaratan bu karara, örgütlerden net bir tepki gelmedi. Bu kararın her iki partiyi de nasıl etkileyeceğini önümüzdeki günlerde izleyip göreceğiz.

Haftanın son gelişmesi olduğu için CHP-İYİ Parti ile başladık. Ancak hafta başında gündemde olan diğeriydi. AKP-MHP ittifakının Sakarya’da nasıl uygulanacağına ilişkin sorulara yanıt arandı.

MHP İl Başkanı Yusuf Ziya Akar’ın, Ekrem Yüce için yaptığı “İttifakın ruhuna uygun aday” değerlendirmesi MHP’nin AKP’yi destekleyeceği şeklinde yorumlandı. AKP’nin de hangi ilçelerde jest yapıp aday çıkarmayacağı konuşuldu.

Bu arada, Sakarya’da son seçimde yüzde 58 oy alan iktidar partisinin niçin ittifaka gerek duyacağı sorusu da cevaplanmaya muhtaç bir şekilde bekliyor.

***

 AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem Yüce, hafta içinde gazetemize ziyarette bulundu. Zi­yarette biraz da bizim yönlendirmemizle  daha çok adaylık süreci üzerinde durduk. Projelerini konuşacak, tartışacak hayli zamanımız olduğunu düşünerek, kamuoyunda yaygın şekilde dile getirilen ‘aday olmadığı halde aday gösterildi’ ifadesinde yoğunlaştık. Kendisi için de sürpriz olduğunu belirttikten sonra, temayülde ve anketlerde adının önlerde çıktığını, bu yüzden de aday gösterildiği yorumunu yaptı.

Yüce laf açıldığı için Adapazarı Ekspresi’nin şehir merkezine gelmesi konusuna da değindi. Yerel gazetelere yansıyan ‘Ada Treni gara gelecek’ demeci için ‘Rizedeki bir sohbet, burada karşımıza vaat olarak çıktı’ dedi. Trenin merkeze gelmesine karşı olmadığını belirti ancak ne zaman geleceği konusunda ise tarih vermedi. “Denizin altından tren geçiyorsa, 3 kilometrelik hattı havadan da, yer altından da getiririz” ifadelerini kullandı. Dahası bu çağda bunun tartışılmasının anlamsızlığından söz etti.
Benim anladığım, Ekrem Yüce de treni mevcut geçitlerden geçirip gara getirmeyi düşünmüyor.
Sanki trenin gelmesi için ya yerin altına girmesini, ya da havalanıp uçmasını bekleyeceğiz.

 ***

 Olaylara ilişkin yorumlar uzun oldu. O yüzden bizim gazeteye ilişkin sadece bir önemli bir haber ver­mekle yetinceğim. 

Çalışma hayatı ve siyasetin yakından tanıdığı, birçok dernekte yöneticilik yapan Kamil Özkan, gazetemiz yazı kadrosuna katıldı.  

İlk yazısı yazısını yarın yayınlayacağımız Özkan’a ara­mıza hoşgeldin diyoruz.  Dolu dolu gazetelerde buluşmak üzere hoşçakalın...