Başarı var ya başarı insanı mutlu eder.

Mutsuzluk içine ise dramatik laflarla doldurursunuz. Başarımı, başarısızlık mı? Türkiye bu iki hedefin içinde sadece başarı ile ilgilenir. Başarısızlık halinde konuşanlar ,yazanlar, acarlar ağızlarını yumarlar gözlerini. Kurumsallaşmakmış, gelecekmiş futbolun bu yüzüyle bizim evin futbolunda çok fazla durak yapılmaz. Başarı geldimi bu gun olduğu gibi bayram yapılır. Oysa Sakaryanın tarihinde buna benzer çok çoşkulu anlar, yıllar var.

Gelelim biz bu güne. Başarısızlık gelseydi şehrin merkezine konulacak dar ağacında kim asılırdı? İsmail Gürses. Gerekçeler ne olurdu? Bir uçuk paralar harcandı, iki yanlış iki teknik adan tercihi. Üç yanlış oyuncu transferleri eşliğinde Gürses Başkana bu şehir dar edilirdi. Ama dedik ya başarı gel dimi bunlar askıya alınır.

Ve yazanlar konuşanlar şöyle deriz, gözü kara Başkan İsmail Gürses yanlışların içinden doğru teknik adam tercihi ile Diriliş yılının ilk hedefine Rüstemlere taşıyan başkan oldu. Gözü kara Başkan allem etti kallem etti sonunda Sakaryasporu bir üst lige taşıdı. Ne me lazım kurduğu kadro bu ligin üstünde bir kadroydu. Sonunda Play-Off finalinden de olsa Sakaryaspor yeni stada TFF 2. lig apeleti ile taşındı. Biz bu gün yaşanan başarının içinden ASLAN PAYINI İsmail Gürses Başkana uzatıyoruz.

BU YABANCILARA DELİ OLUYORUM

İsviçre’deyken neye gıcık oldum biliyor musunuz? Yahu yayalara ayrılan yere adımımı atmaya hazırlanmamla, süratle gelen arabanın durmasını varya, deli oluyorum be. Adamlarda yayaya,insana saygıya taktım. Yok ya ,buraları bize göre değil valla. Buranın havası beni sizi bozar. Düzen ,intizam temizlik bana göre değil dedim ve döndüm.

Sonra gel de Türkiye’den ak hikayeler dinle, Avrupa bizi kıskanıyor. Hadi oradan be. Siz onu benim kulağıma anlatın. On beş yıldır her alanda çöken, Buğdaya varana kadar her tarım ürününü dışarıdan alan, Ekonomide tepe taklak giden Türkiye’yi kim kıskanır be. Varsa yoksa tünel, varsa yoksa köprü. Secim zamanı gel dimi, tünelle yatıyoruz, köprüyle kalkıyoruz. Hoş onlarında tamamı Türk halkının sırtından ödeniyor ya.

Büyümeye bak ,istihtam sorununa bak,issizlik sorununa bak. Tarım ülkesiyken , olduk mu size tüketen, dışarıdan beslenen ülke. Bundan sonra gelsin masallar. Başkanlık gelecek Türkiye uçacak. Ben almıyayım,ben yemeyeyim yiyenlere afiyet olsun. Biz ak yalanlar senfoni orgestrasının peşine takılıp kaldıkca iç ve dış köleliğimizle çok dans ederiz. Ha unutmadan bu gidişle bu günleride mumla ararız.

VELİ VE PEKTEMEK

Veli Kavlak futbolun talihsiz işçilerinden. İki yıldır omuzundaki caresiz sakatlık nedeniyle takımına en faydalı olacağı süreci sürekli ameliyetlarla geçirirken bir türlü eski Veli olarak sahalara dönemedi.

Bu sezon bir ara iyileşir gibi oldu. BJK kupa maçlarında süre alırken yeniden omuzundaki sakatlığa yakalandı. Son olarak futbolu bırakmak yerine, bir umut yine ameliyat oldu. Doktor garantisi ,üç ay sonra eski Veli olarak sahalara dönecek garantisi almış.

İşim Velinin sakatlık serüvenini yazmak değil. Onun Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’a giderek sergilediği duruş, Başkanım ben BJK gerekli şekilde faydalı olamadım. Bu sürecte benimde hatalarım oldu. Bana çok yardımcı oldunuz,bu nedenle bende alacaklarımdan ferakat ediyorum dedi. Gelde ayakta alkışlama.

Veli Kavlak bu, ya Pektemek Mustafa . Beşiktaşa geldiğinden beri sakatlıklardan belini doğrultmadı. Son transferinde 1.400 Bin EURO dan üç yıllık mukavele yaptı. Beşiktaş onun bu yükünü hafifletmek için cebinden para ödeyerek Başakşehir Belediyespor’a kiraladı. Mustafa Pektemek’ten tık yok. O alacağı paraya bakıyor. Formaliteler doğrultusunda Mustafa haklımı ,haklı. Ancak elin yabancısının yaptığına bakınca Mustafa Pektemek’in sergilediği tutumda değişim yok ben ona takıldım. Bir oyuncu aldığının karşılığını alsın tabi. Ama birazda takımın düşünürse büyür. Aynen Veli Kavlak olayında olduğu gibi.