Sevgili okurlarım, bu yazımda önemli ve bir o kadar da hassas bir konuyu ele alacağım. Türk gençliğini yani Türk Milleti’ni yok etmek üzere kullanılan, geleceğimiz için büyük bir tehlike teşkil eden, uyuşturucu kullanımına dikkatinizi çekmek istiyorum. Tarihimizde uyuşturucunun bir terörizm silahı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bugün de aynı amaç doğrultusunda kullanılmaktadır. Geçmişte bunun en açık ve çarpıcı örneğini Hasan Sabbah’ın lideri olduğu Haşhaşiler adlı terör örgütü göstermektedir. Büyük Selçuklu Devleti’ni yıkmak üzere faaliyetler yapan bu örgüt, elemanlarını uyuşturucu ile kendine bağlamış ve istediği her türlü eylemi yaptırmıştır.  Dün Selçuklu Devleti için büyük bir tehlike olan bu illet bugün Selçuklu Devleti’nin devamı niteliğindeki Türkiye’miz için de aynı derecede büyük bir tehlikedir. Ülkemizi askeri saldırılar ile ele geçiremeyeceğini anlayan sömürgeci zihniyet metodunu değiştirerek sıcak harp yerine sinsice projeler geliştirmiştir. Bu projelerin en önemli ayağını Türk gençliğine zarar vermek üzere planlamıştır. Gençlerimizin geçmişini öğrenmesini, geleceğini düşünmesini istemeyen sömürgeci zihniyet uyuşturucu ile geleceğimizi yok etmeye çalışmaktadır.

 Günümüzde madde bağımlılığı, terör örgütü ve dış güçler arasındaki bağlantıyı şu şekilde açıklayabiliriz. Bugün ülkemizi yıkmak isteyen terör örgütü pkk nın finansal olarak en büyük kaynağını uyuşturucu ticareti oluşturmaktadır. Uyuşturucu madde kaçakçılığına karışan çoğu şahısın terör örgütleri ile bağlantılı olduğunu da görmekteyiz. Örgüt ve hücre evlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddeler, ayrıca yine bu evlerde yapılan aramalarda ele geçirilen dokümanlardan uyuşturucu alış verişinin para kayıtlarından anlaşılmaktadır ki örgüt bu işin merkezini oluşturmaktadır. Terör örgütü pkk’ nın uyuşturucu madde kaçakçılığı ile bağlantısını dile getiren örgüt elemanlarının beyanları da mevcuttur. Örnek vermek gerekirse kolluk kuvvetlerince Adana’da yakalanan örgüt elemanları Zaide Ö. ve Öznur D. “Bekaa’daki eğitimden sonra uyuşturucu kaçakçılığında görevlendirildiklerini ve bu amaçla seçilip eğitildiklerini” anlatmışlardır. Dün topla tüfekle milletimize saldıran emperyalist zihniyet günümüzde uyuşturucu ile milletimizi yok etmeyi planlamaktadır. Yıllardır amaçlarında bir değişiklik olmamış sadece araçları değişmiştir. Ülkemizi yıkmak için her türlü fırsatı değerlendiren Haçlı zihniyetinin pkk terör örgütüne barınma,  lojistik, silah vb. konularda yardımlarda bulunduğu da kesinleşmiş bir gerçektir.

 Durum bu kadar ciddi ve net iken askerimiz, polisimiz dağlarda terör örgütü ile çarpışırken, bizlere de bulunduğumuz her yerde uyuşturucu ile mücadele etme görevi düşmektedir. Ülkemizin büyümesini ve gelişmesini isteyen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı uyuşturucu ile mücadelede kendisini sorumluluk sahibi olarak görmelidir. Malesef okullarımıza hatta evlerimize kadar bu illet girmiştir. Bu illet ile mücadelede başarılı olmak istiyorsak, ecdadımızın Çanakkale Savaşları’nda gösterdiği azmi örnek almalıyız. Pes etmeden ve zorluklar karşısında yılmadan batağa düşmüş kardeşlerimiz varsa onlara el uzatmalıyız. Bu mücadelemizin ana merkezini aile oluşturmalıdır. Türk toplumunun temel birlikteliğini sağlayan olguyu kişi ilk ailede öğrenmektedir. Milletimiz oluşturduğu aile teşekkülü sayesinde, üzerimize oynanan birçok oyunu bozmuştur. Bu tehlikeli oyunda ailelerin göstereceği duyarlılık ile bozulabilir. Anneler babalar çocukları ile ilgilenmeli onları kimsenin vicdanına bırakmamalıdır. Geleceğimizin teminatı gençlerimize de tavsiyem damarlarındaki asil kanı temiz tutup kirletmemeleridir…