Şimdi hangi diziydi hatırlamıyorum ama orada ki bir cümle çok hoşuma gitmişti o sözcük dizisini unutacağımı sanmıyorum. ‘’Umut görünen bir şeydir, öfke gibi aşk gibi…’’diyordu orada.

Sıradan insanlar değiliz belki, insanlar dışında ki canlılara olan bağlılığımız da bir kesime sıradan gelmiyor zaten. Kediler, köpekler, kuşlar, tavşanlar hep özel canlılar biz ve bizim gibiler için. Bazen onlar için yaptıklarımız, onlara verdiklerimiz, bazen de onların bizim için yaptıkları anlam katıyor hayatımıza. Evet ,yaşam kesinlikle onlarla daha bir anlamlı oluyor. Çatımız altında ki canlardan biri kayboldu geçenlerde. Nasıl bir telaş yaşadığımızı, nasıl üzülüp nasıl kötü bir ruh haline büründüğümüzü sözcüklerle ifade etmekte zorlanıyorum… Onu bulmak için gösterdiğimiz çaba içinde, iletişime geçtiğim herkes çok ama çok hassas bir o kadarda duyarlıydı. Bu süreçte çok panikledim, çok üzüldüm , çok ta öfkelendim ama onun bulunacağına dair umudumu hiç kaybetmedim. Evet umut görünen bir şeydi, öfke gibi, aşk gibi… Ve biz onu bulduk.

****************************

O süreçte minik yavrumuzun kaybolmadığının bilincinde, çalınmış olduğuna da emindim. Büyüyen öfkemi kontrol etmekte zorlandım zaman zaman. Ve bu eylemi gerçekleştirenlerin, nasıl canlılar olduklarını düşündüm…

Düşünebilen, merhamet edebilen, vicdan sahibi varlıklar olmadıklarına, empati kurup, saygı gösterip, adaletli ve ahlaklı davranamadıklarına, hırsızlık yaptıklarına ve bunun onlar için normal bir eylem olduğu sonucuna vardım. Ne yalan söyleyeyim, sokaklardan toplatılıp, barınaklara gönderilen sahipsiz ve de zararsız hayvanlar yerine bunlar ve bunlar gibileri toplatılsın bir yere konsun, ortam bunlardan bir arınsın istedim. Hayvan çalmakla bir çocuğu kaçırmanın aynı şey olduğunu dile getirdim defalarca. Çocuk kaçırma eylemini yapan kötü ruhun, bir aynısının diğer canlıları çalanda da olduğunu, böylesi eylemleri yapan canlılara da insan demeye utandığımı fark ettim…

********************************

İnsan olarak doğuyorsunuz ama insan kalabilmek zor mesele ,insan olmanın gereğini yapmak ise herkesin harcı değil dedim. İnsanları diğer canlılardan ayıran özelliklerin başında , akılları yani bir anlamda düşünebilmeleri, duyguları merhamet, adalet, şefkat ve vicdanları, insan bu duygular vasıtasıyla diğer varlıklardan ayrılır diyenlerin ne büyük bir yanılgıyla bu cümleleri kurduklarını ve bu tezlerinin aslında boş ve de kibir içerdiğini söyledim kendime. Bir hayvanı sahiplenmemiş olsak ta, bizimle yaşayan bir hayvanımız yoksa da bu tezi bozacak şeyleri doğada rahatça gözlemleyebiliriz dedim . Bir kedinin anneliğini, bir köpeğin sadakatini, bir karganın zekasını, bir balığın hayatta kalma mücadelesini, her yerde görebilir ve insanı hayvandan ayıran zekası , şefkati ve vicdanıdır iddiasını bir bir çürütebiliriz dedim. Şimdi bana hayvanlar aç kalınca şunları yapıyor, birilerine saldırıp ısırabiliyor falan mı diyecekler acaba? Bende mesela insan diyeceğim, aç kalacağını anladığında neler yapmıyor ki, birini tehdit olarak gördüğünde nasıl kötüleşip vahşileşebiliyor, söz konusu kendi menfaati olduğunda nasıl bencilleşebiliyor, kendisini besleyene ne yalakalıklar yapıyor ,hoşuna giden bir şeyin kokusunu aldığında nasıl peşinden gidiyor, damarına bastığınızda nasıl acımasızlaşıp bilincini kaybedebiliyor diyeceğim onlara, dilerlerse de çoğaltacağım örneklerimi. Bitkileri ayrı tutuyorum ama biz insan türünün aslında hayvanlarla ortak bir çok özelliği var diyorum . Her zaman savunurum lütfen öfkelendiğiniz, basit bulduğunuz, ya da insanlık dışı davrandığını düşündüğünüz canlılara

yada insanlara hayvan demeyin, çünkü hayvanlar hak etmiyor böylesine aşağılanmayı.

Ne demişti Goethe ‘’ insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum’’ vallahi bende öyle…Ve diyorum ki Allah karşımıza hayvan gibi insanlar çıkarsın..