Yaşı 25-30 civarında olan Sakarya AK Parti üyelerinin hemen çoğu; Türkiye Siyaset Tarihi’nde en son hangi Sakaryalı hangi Hükümette Bakan oldu bilmez!

      Çünkü; AK Parti Hükümetleri döneminde, yani son 20 yıldır, Siyaset Tarihi Sakarya’dan Seçilmiş bir milletvekilinin Bakan olduğunu göremedi : -(       

       Bunun ne demek olduğunu, nasıl uyutulduğumuzu gelin birlikte düşünelim.

                                                                   **

       Sakarya Halkı ve siyasi partilerin üyeleri, milletvekili adaylarını belirlemede en küçük bir yetkiye-görüşe-karara sahip değildir.

     Sakarya Milletvekilleri, Ankara’da parti genel merkezlerinde belirlenir. Hatta, partilerin genel başkanları, “ adaylar şunlar olacak!”derse, kimse itiraz edemez.

      AKP’nin Tek Adam Yönetiminden söz ettiğim söylenecek şimdi.

       Hadi Siz söyleyin; başka hangi siyasi parti Sakarya Başkanı’nı, Belediye başkanı adayını burada belirleyebiliyor? Hemen hepsinin adayları Ankara’dan.

                                                                   **

         İlçe belediye başkanları bile de; sadede geleyim:

         AK Parti, Sakarya’dan 15 yıldır bir Bakan çıkaramayışımızın elbette en büyük sorumlusudur.

         “ AK Parti İl Yönetimi, Parti Üyeleri, Partiye oy verenler, demek ki Bakan olabilecek nitelikte bir milletvekili seçememişler!” diyeceğim; ama demedim.

       Sakarya AKP kadar; AKP Genel Merkezi de bundan payını almalı.

       Demek ki, burada mesleğinde, şehir ve ülke yaşamında başarılı, nitelikli bir Sakaryalı bulunamamış! Ya da, siyasetin ince ayak oyunlarını bilmeyene yer yok!

       Onu bilmem de; Bakanlar buraya gelip de, “ Sakarya’daki değişime, gelişime hayran kaldım!” demiyor mu; bana bizle dalga geçiliyor gibi geliyor!

     

                           DEVLETİN HANGİ SEKTÖRLERİ SATILAMAZDI ?  

       AK Parti’nin doğudan batıya, tüm dış ülkelere yüksek tondan meydan okuyan tavrını hayretle izliyorum. Herkesle, hemen her gün gerginiz!

       Dış ülkelere gırtlağa kadar borçluyuz, peki bu nedir acaba? “ Bak, bi batarım, beş kuruş alamazsın, bana iyi davran!” demek mi?

        “ Senden ithalatı kesersem ekonomin dibe vurur, halkın yoksulluğa düşerse, sen de kaybedersin?” demek mi?

        “ Ben şu ülke yandaşı olursam işin kötü! Komşunla da aran iyi değil, ithalatı ondan yaparsam senin sonun peki iyi olmaz!” demek mi?

         Yok, çözemiyorum! Satrancı biliyoruz gibi de gelmiyor; NEDEN?

                                                                   **

        Türkiye, “ Kesilmiş, paketlenmiş kemiksiz et ithal edecek!” diye, müjde veren bir bakan da gördü! Yuh dedirten, ithal saman’dan sonra tüy dikti.

         Deprem öncesine, 1999 yılına kadar, Serdivan Arabacıalanı Merası diye bir meramız vardı. 30 Futbol sahasından büyük bir mera. Sakarya et deposuydu.

        Arabacı Alanı Merası sayısız ahırları nedeniyle inek pisliği kokardı. Yerel basın başta; O ahırları da, Merayı da yok ettik!

                                                               **

        Türkiye’nin en iyi ve kaliteli hububat-mısır tohumlarını geliştiren, yetiştiren Arifiye Tohum Islah’ı ve muhteşem arazilerini hoyrat cahiller gibi bitiriyoruz.

        Sakarya’da kalan tüm meralar; hayvancılık, süt ve süt ürüncülüğü yok ediliyor. Dünyaca ünlü Patatesi, Kabağı, Mısırı yok edilen SAKARYA VIP SEYİRCİ!

        Paraya tapanlar Sakarya’yı ve ülkeyi bitiriyor. En iyi ihracat parası Taş Ocağı ürünü dış satışındanmış; ey Sakarya! Pazar günü Hürriyet’te okudunuz mu? 

                                KOMİK VE YAZIK, BATI DÜŞMANLIĞI

      Ülke çocuklarını küçük yaştan ele geçirip, beyinlerini yıkayıp, sadece kendi siyasi görüşüne uygun militan yetiştirmek her siyasi partinin hedefi ise?

       Ülke siyasetini de, Milli Eğitimini de buna göre şekillendirirsen, ülkene kötülük yapacak düşmanı aramaya hiç gerek var mı?

        Her yanlış icraat için, her özür dilemek için bile; “ Bunlar şu dinin melaneti, bunlar şu ırkın bize düşmanlığı, bunlar şu komşu ülkenin bitmez kini!” olur mu?

                                                                     **

        Ülkesini, Ailesini seven vicdan sahibi her ana-baba; şu gün şu haberleri büyük kaygılarla izliyor.

        “ Milli Eğitim’de müfredat değişti! Şu sınıflarda Tarih dersi kalkıyor; filanca ders isteğe bağlı! Üniversiteye giriş sınavları kaldırıldı; yerine şu uygulanacak!”  

        Öğrencinin, velinin istediği okula gitmesi, istediği mesleğe uygun okulu seçmesi aslanın sanki midesinde. Sonuç?

                                                                      **

       Çocuğunun iyi öğrenci olduğunu bilen hali vakti on binlerce aile yurt dışına kaçıyor! Hali vakti iyi olan binlerce aile de çocuğu ile yurt dışına gidiyor!

        Bu çocuklar ve aileler senin en büyük hazinen! Dış ülkeler Allah Allah diyor; kapıları ardına kadar açıyor. Sen nereye gittiğini görmüyorsun;

        Dünyanın en değerli bilim adamı olduklarında, sana lazım olduğunda, el etek öpsen de O çocukları bulamazsın!

                                                              **

         Haaa!!! Batı; uyanık, üç kağıtçı, sözünü tutmuyor! Yahu, bu ülkede ve hatta Sakarya’da batı ile iş yapan ve deli servet kazanan onca iş adamı var!

       Liyakatli, çalışkan, akıllı olanı kimse kandıramıyor; kimseye kul olmuyorlar!