“ Sakarya Büyükşehir Belediyesi ÇÖP’ten elektrik üretecek: -) “ haberi, Pazar günü gazetemizin ön sayfasında dipte küçük bir anonsla verilmişti. Geniş bilgi 7. sayfadaydı.

 

Bence, eğer bu proje gerçekçi ve yapılacak bir proje ise, Sakarya’nın bugünü ve geleceği için dev manşetleri hak eden bir haberdi.

 

Adı üstünde, ÇÖP yüzyıllardır insan yaşamını tehdit eden en büyük belalardan birisi. Dünya, Çöp Ayrıştırma, Çöpten Enerji Üretme’de çok aşamalar geçti…

 

Atık kemiklerden, hayvan yağlarından bile enerji üretim teknolojileri hayata geçiyor. Biz hala Güneş, Rüzgar enerjilerinde bile sınıfta kalıyoruz.

                                                             *

SBB Atık Yönetim Şube Müdürü Yasin Çakır’ın özetle verdiği bilgilerden;

 “ SBB’nin yeni projeleri arasında ÇÖP’ten Elektrik Üretmek, oluşan posayı da tarımda gübre olarak kullanmak var!” anlamı çıkardım.

 

SBB Başkanı Zeki Toçoğlu, eğer 2018 yılı başında bile böyle bir projenin yapımına başlayacaksa bu büyük haberdir. Çünkü, ülkede de, Sakarya’da da, dünyada da ÇÖP büyük bir beladır. Çözüm ise harika.

 

Sakarya Üniversitesi Teknoloji Merkezi Yönetimi’nde Büyükşehir Belediyesi ve SATSO da var. ÇÖP’ten Elektrik Üretme Projesi belki de birliktelikle yürütülür.

                                                             *

Haberi kışkırtıp, sorumluluk genişletiyorum. Çünkü, Sakarya’da var olan tüm teknoloji imkanlarımızı şehrin yararına kullanabilmek harika bir kazanımdır.

Akıllarımızı, güçlerimizi birleştirirsek tüm şehir ve ülke kazanır.

 

Mesela, SAÜ ve SATSO’nun, özellikle mühendisliklerde, öğrenci eğitimini Okulda+Sanayide fiilen uygulayarak sürdürme örneği gibi. Mezunlarımız daha nitelikli Mühendis olma şansını yakalayacaktır.

 

SBB Atık Yönetimi de dilerim SAÜ TEKMER ile entegre çalışıyordur.

                                                      *

Yeri gelmişken yıllardır içimi kemiren derdimi de yineleyeyim. Evimdeki cam atıklar ve okunmuş gazeteleri biriktiririm. 15-20 günde bir arabamın bagajına atar, sokak sokak bırakacak yer ararım.

                                                          

Cam, kağıt, plastik atıklar bırakılan çelik çöp depoları eskiden şehir ve ilçelerde daha çoktu. Galiba kırdık, döktük, ziyan ettik, yerine yeni uygulamalar konuldu. Ya da, götürüp bırakmamız gereken yerler gösterildi, ben hala eskide kaldım.

                                                            

Attığım her çöpten utanç duyuyorsam, herkesten de aynı sorumluluğu istiyorsam, tabii ki yaşanmış örnekleri okuduğum içindir.

 

Dünyanın en çok gazete okuyan milleti Japonlarmış. Japon, günlük gazetelerin % 75-80’ini okunmuş gazetelerin geri dönüştürülmesi ile elde edilen kağıttan basıyormuş. Yani, orada orman keserek kağıt yapma ilkelliği en eza inmiş.

 

Geyve miydi? Yanlış hatırlayabilirim, Sakarya’da bir ilçe okunmuş gazetelerin toplanması için bir kampanya yürütmüş; eğitime iyi maddi kazanım sağlanmıştı.

 

Ben de her yıl, “ Sakarya’da ilköğretim okulları, sadece pazartesi-salı günleri, öğrencilerine evlerindeki okunmuş gazeteleri getirme kampanyası düzenlese büyük bir gelir kazanılır.

 

Böyle bir kampanyada Milli Eğitim’e % 25 pay ayrılsa; katkısı oranında okullara kalan maddi kazanım okulun önemli giderlerini karşılar!” diye yırtınırım.

 

Tabii ki, bunu ben düşünmedim; yapan köyü de, ilçe okulunu da okudum. O eğitimcilere hayran oldum; Sakarya için hayaller kurdum.

                                                             * 

Sakarya Büyükşehir’in ÇÖP’ten elektrik ürettiğini düşünmek bile insanlarımızı ayağa kaldıracak bir heyecan olmalı. Peki, bu şehirde öyle bir heyecan var mı?

 

YOK!.. Heyecan yaratacak projeleri Büyükşehir önüne koyan toplumsal yapımız var mı? Başlarsak işin suyunu çıkarır mıyız, pek emin değilim.

 

Belki 50 öneride bulunurum, gerçekçi görülmez. 50 kere hayal kırıklığı yaşarım. Ama, şehir için düşünmekten asla vazgeçmem. Suyunu da çıkarmamak üzere.

 

Şehirli, şehirden vazgeçmişse, bir şehri bekleyen en büyük tehlike o’dur. Şehrin katkı vermediği hiçbir şey şehirlinin istediği gibi yürümez. O gün Yönetenler de en büyük destekten yoksundurlar.