Gün geçmiyor ki ekonomik veri gelmesin. Her gelen veri bir öncesinden daha kötü geliyor. Dün işsizlik rakamları açıklandı, ülke genelinde işsizlik %14.7 ile rekor kırdı. Aynı şekilde genç nüfus da işsizlik de %26.7 ile rekorda zirve yaptı. Son on yılın en yüksek işsizliği olarak yerini aldı. Ama bu rekor kısa sürecek, çünkü bir ay sonra ki veriler yeni rekorları getirecek. Neden bu kadar ön yargılısın dediğinizi duyar gibiyim. Aynı şeyi yapıp, farklı bir sonuç beklemek biraz tuhaf olur. Sizlere farklı bir bakış acısı göstermek adına bir örnek vermek istiyorum. Almanya’da sanayi şirketlerinde çalışanların %10.3 AR-GE uzmanı olarak çalışıyor. Bunun ne demek olduğunu anladınız sanırım!

Yerel seçimler sonrası iki haftayı geride bıraktık. Ancak seçim belirsizliği, İstanbul’da sayımların bitmemesinden, haliyle mazbatanın verilmemesinden sebep neticelenmedi. Ülkede siyasi belirsizlik daha da arttı. Bunun ekonomiye yansıması çok fazla zarar veriyor. Yerli veya yabancı yatırımcı bu belirsizlikle yatırımdan uzak duruyor. Takip edin göreceksiniz, mazbata verilince piyasalar kısa süreli bir rahatlama yaşayacak. Borsa yükselecek, dolar düşecek. Akabinde hükümet seçim yenileme itirazını yaparsa, borsa çıktığından çok daha fazla düşecek, dolar ise düştüğünden çok daha fazla yükselecek.

Bu gelişmeler, ülke risk primini seçim öncesinden daha yüksek bir boyuta taşımasına sebep oldu. CDS’ler %20.5 arttı ve 456.373 lere yükseldi. Sıkıntılı ve bulanık bir dönemin yoluna girdiğimizin göstergesi oluyor diye düşünebiliriz.

Ekonomi ne zaman öncelik haline gelecek? İşte asıl sorulması ve ilgi gereken soru bu. Reel sektör ciddi ekonomik sorunlar yaşar oldu. Bu durumda bankalar ve finans kuruluşları etkileniyor. Tarım ve hayvancılık da üretim ve teşvik eksikliği fiyatların hızlı bir şekilde artmasına sebep oluyor.

Dünya’daki olumlu hava, Türkiye’deki olumsuz havayı gölgeliyor. Global piyasalar biraz olumsuzluk yaşarsa bu bize çok sert etki eder.

Bakan Albayrak’ın sözde reform paketinde kamu bankalarına 28 milyar TL Hazine tarafından ikrazat senedi verilmesine mecbur kaldığını duyurdu ve piyasa faizi altında gerçekleşen bu desteğin, ülkede işlerin çok acayip bir hal aldığının en açık göstergesi.

Bakan Albayrak’ın ABD ziyaretini muhteşem başarı olarak gösteren yerli ulusal basın, yine gizleme olayında başarı sağlamış görünse de; aslında global basında olayın hiç öyle olmadığı görülüyor ve yazılıyor. IMF, Dünya Bankası ve yatırımcılar bakanın açıklamalarından memnun olmadıklarını açıkça beyan ediyorlar. Kaldı ki IMF Avrupa Departmanı Direktörü Poul Thomsen’in söylediklerini sizlere kabaca anlatmaya çalışayım.

Fazla abartmayalım ‘’ama’’ çok ciddi bir ekonomik yerileme yaşayacaksınız!

T.C.M.Bankası bağımsız değil, bağımsız olmazsa bu süreci atlatamazsınız.

Finansal söktörler bu dönemde çok ciddi sıkıntılar yaşayacak, ilginiz hep onların üzerinde olmalı ve gereken tedbirleri almalısınız.

Maliye politikanız sıkıntılı ve buna dikkat edin.

Bu açıklama Albayrak’ın açıklamasından sonra yapıldığını düşünürsek, nasıl bir zafer havası veriliyor ben anlamıyorum. Bir an önce gerçeklerle yüzleşip, önlemler alınmalı. Aksini düşünmek bile istemiyorum.