SORUN NEREDE?

Öncelikle bu sorunun cevabını bulmak için, insanların pazartesi günleri kendilerini neden iyi hissetmediklerinin ardındaki gerçekleri araştırmamız gerekiyor. Belki de sorun, haftanın günlerinde değil de, kişinin yaptığı işten, kendi iç dünyasından da kaynaklanıyor olabilir, iş yerinde ve ofiste yaşanan sorunlar, bir süre sonra yapılan işten zevk almanızı engelleyebiliyor ve bu işi sadece para kazanmak için yaptığınızı düşünmenize neden olabiliyor. Bireyler kısır bir döngü içinde hayatlarını sürdürmektedirler. Özellikle iş hayatında büyük bir monotonluğun içinde yaşayan bireyler, beş günlük yoğun çalışma saatlerinin sonucunda iki günlük tatil ile streslerinden uzaklaşma fırsatı bulabiliyorlar. Fakat çoğu zaman iş-ev arasında geçip giden bu döngü, iş stresi ile birleşince pazartesi sendromu kaçınılmaz hale geliyor. Bireyler, tatil günlerinden sonra, alışmış olduğu rahat alanlarından uzaklaşıp, yeniden yoğun iş hayatına adapte olmakta zorlanabiliyorlar.

-Pazartesi sendromu denilse de, aslında bu buhran hali pazar gecesinden itibaren başlıyor. ”Ertesi gün iş var, çalışacağım, tatil bitiyor” gibi duygu hallerine giren bireyler kendilerini olumsuz yönde şartlandırabiliyorlar. Pazartesi, sadece bir gün olsa da kendisine yüklenen olumsuz şartlanmalar nedeni ile kişilerde bir baskı hissi oluşturuyor. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar, pazartesi sendromu ’nu kanıtlar niteliktedir.

-Yapılan bir bilimsel çalışmada, kişilerden düzenli aralıklarla duygularını kayıt altına almaları istenmiş ve pazartesi gününde hissettikleri stres ve depresif durumun salı, çarşamba ya da perşembe günlerinden farklı olmadığı sonucuna varılmıştır. Cuma günlerinde hissedilenler hafta sonu beklentisi ile diğer günlerden daha farklı bulunmuştur. Bu çalışmaya göre, hafta sonu günü olan pazar gününden hemen sonra gelen ilk iş günü ani duygu değişimine neden olmaktadır. Bu nedenle, pazartesi haftanın en kötü günü hissini uyandırmaktadır.

Editör: TE Bilişim