Bu haberi Cuma günü Gazetemiz Bizim Sakarya’da oldukça kapsamlı görünce çok mutlu oldum. Ölmeye yatırılmış gibi bir sanat yuvası ayağa kalkacak gibi!

Sakarya’nın Gelecek Projelerini yapmak için bir kez daha harekete geçen Sakaryalı Atanmış-Seçilmiş Yönetenler doğru yerden işe böyle başlayabilir : -)

Doğru ve iyi kullanılmayan, Genel ve Yerel Kamu emek ve paralarıyla yapılmış bir dolu mekan ve oluşum var.

hafta bindiğim Sapanca Yanık minibüsünde, çoğu kadın, genç ve çocuk vardı. Kavurucu sıcak, son bayram günü Sapanca Gölü’ne, Suya koşuyorlardı.

Oysa; şehirlerinde kullanılmayan(?) 25 mt.’lik Yarı Olimpik Yüzme Havuzları vardı.

Köylerin terk edilmiş eski okulları muhteşem İŞLİKLERDİR. Tek eksik Organize etmek, oralara İŞ Eğitmeni göndermek. Endüstriyel Tarım için, her sektör için.

Var olan eşsiz sanat mekanlarımızın bugünün gençlerine güzel zamanlar yaşatmasına elbette sevinilir.

Kırkpınar Açıkhava Tiyatrosu’nda yıllardır yaşanan sanat akşamları 29 Ağustos Perşembe akşamı 21.30’daki CEM ADRİAN konseri ile başlıyormuş : -)

Bu afişi Kırkpınar girişinde gördüğümde, kaybettiğimi sandığım en değerli sevinçlerime kavuşmuş gibi olmuştum.

1 Eylül Pazar akşamı 21.30’da da EROL EVGİN konseri olacak.

7 Eylül cumartesi 21.30’da da Kırkpınarlıların çok sevdiği FERHAT GÖÇER sahne alacak.

Hemen 8 eylül Pazar akşamı 21.30’da son yılların sevilen solisti BİRSEN TEZER’in konseri var.

NAZAN ÖNCEL konseri 14 Eylül cumartesi akşamı 21.30’da. 11. Kırkpınar Sanat Akşamları’nın finali de muhteşem olacak.

İnanmak isterim ki, Büyükşehir Belediyesi de ilimizdeki bilboardları Kırkpınar Sanat Akşamları afişleriyle bezeyecektir.

11. Kırkpınar Sanat Akşamları için emeği geçen herkese teşekkürler.

Mutluluğum sadece kendim için değil. Sapanca ve Kırkpınar’da, geleceğe çok değerli katkılar verecek çocuk-genç, kız-erkek nefis bir yetenek zenginliği var.

Spor ve özelde de futbolda! O gençliğin enerjilerini geleceğe tam değerleri ile taşıyacak doğru ortamları istemek ve sunmak hepimizin görevi.

Sakarya, tüm çevre belde ve ilçeler, genetiğindeki müzik doğasıyla dünyaya gelen gençlerle dolu. Tek eksik, siyaset üstü doğru Amaç, Mekan, Eğitmenler!

Hepimiz biliriz ki, Anadolu, Balkan ve Kafkas Kültür Armonisi’dir.

Kafkas ve Karadeniz demek, her türlü enstrümanı çalan, dans eden, halk danslarını çok iyi oynayan halklar demektir. Orda ıslık bile enstrümandır.

Balkan demek; tarım ve hayvancılığın şahikası demek gibidir. Et, süt, yoğurt, gıdanın çeşitliliği; tarımda-tarlada bereketin yarattığı zenginlikler demektir.

Eee; hadi buyurun, nerede bu kültür-bereket zenginlikleri? Ne Köy kaldı, ne Köylü? Uyuma Sakarya; bizi kötürüm-kısır yapan kader değil, kimlerse gör!

Genetiğim Osmanlı Balkanı. Ama, bakın neden bile utanırım;

Yakın yıllara kadar Dünya Halk Oyunları Şampiyonu olan Karadeniz Halk Oyuncuları ile gurur duyardık? Yahu, Onlar Dünya Şampiyonu Gençlerimiz!

“ Kız-Erkek birlikte yan yana Horon oynamaz!” diyebilen fitneler mi bu ülkeyi dünya şampiyonu yapacak; Karadenizli zıpkın gibi O Muhteşem Gençler mi?

Sanat ve Spor Evrensel kültürlerdir. Dil, Irk-Renk, Sevgi Bütünleşmesi içten ve Tam olan Barışık Yaşamdır. Sakarya’da da bu vardı ve hala da var.

Kırkpınar’da; Türk Sanat Müziği de, Halk Müziği de, Çağdaş Danslar için de harika mekanları olan Açıkhava Sanat Merkezi var; Fakülte ve MYO’da var!

Yeter ki başımızı yukarı kaldırıp kendimize gelelim. Bizi kimse koyun sürüsü yapmasın, yapamasın. Herkese yetecek harika bir ülkemiz var.

Sakarya’nın neresinde yaşıyorsanız, sokakta yürürken bile başınızı kaldırın:

Bilin ki, bu doğanın, cennet coğrafyanın sahibi 1 milyon Sakaryalıdır. Her metresinin üzerinde koruma kullanma haklarınız var. Yanlışa itiraz hakkın var.

Nerede yeterince ve doğru kullanılmayan bir tesis ve mekan, yetenek görürseniz; muhtardan başlayın, her makama kadar durum bildirin.

Serdivan’da, Sakarya Anadolu Lisesi dört yanından cendereye alınır gibi kuşatıldı. Ağaçları kökten yok ediliyor, koskoca Sakarya susar mı?

Ağaç, orman, Mera, Köy-Köylü, Tarım ve Toprak katliamlarına susulur mu? Bu ülke hiçbir kişinin babasının malı değil; 82 milyonun yaşam varlığıdır.

Bu Yaşam ne kadar huzurlu, güvenli ve güzel devam ederse Yaratılışın Hak’kı o zaman doğru ödenmiş gibidir.

Bize güzel bir coğrafya sunulmuş; bunu birlikte doğru kullanmak zorundayız.